Demir eksikliği, dünya genelinde özellikle kadınları etkileyen yaygın bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2025 raporuna göre, 15-49 yaş arasındaki kadınların %17’sinden fazlası demir eksikliğiyle mücadele ederken, %30’un üzerinde kadın demir eksikliğine bağlı anemi yaşıyor. Bu durum, gebelik ve doğumu da etkileyebilen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor
Kadınlarda Demir Eksikliğinin Temel Nedenleri
Kadınlarda demir eksikliğinin en büyük sebebi, her ay adet döngüsüyle yaşanan düzenli kan kaybıdır. Adet dönemlerinde kaybedilen kan, hemoglobinin temel yapı taşı olan demiri azaltır. Vücut, demiri öncelikle alyuvar üretimi gibi acil ihtiyaçlar için kullanır ve kalanını ferritin depolarında saklar. Ancak yoğun adet kanamaları, rahim miyomları, doğum sırasındaki kan kaybı veya sık gebelikler, bu depoları hızla tüketir. Kadınların çoğunda ferritin depoları zaten düşük seviyelerde olduğu için, kan kaybı bu birikimi sürekli olarak eritir.
Yanlış Beslenme En Büyük Neden
Beslenme alışkanlıkları da bu tabloyu ağırlaştırabilir. Yetersiz protein alımı, demir açısından fakir diyetler ve stres, demir depolarını daha da zorlar. Erkeklerin günlük 8 miligram demir ihtiyacıyla karşılaştırıldığında, kadınların 18 miligram demire ihtiyaç duyması, bu eksikliğin kadınlarda neden daha yaygın olduğunu açıklar.
Demir Eksikliği Nasıl Anlaşılır?
Demir eksikliği genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve belirtileri çoğu zaman “normal” yorgunluk veya adet döngüsünün bir parçası sanılarak göz ardı edilir. Ancak kronik yorgunluk, solgun cilt, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, konsantrasyon güçlüğü, saç dökülmesi ve tırnak kırılması gibi belirtiler, demir eksikliğinin erken işaretleri olabilir. Daha az bilinen semptomlar arasında ellerde ve ayaklarda üşüme, huzursuz bacak sendromu, dilde yanma, yutma güçlüğü ve hatta “pika” adı verilen buz, toprak veya kağıt gibi besin dışı maddelere karşı yeme isteği yer alır.
Tanı için basit bir kan testi yeterlidir, ancak yalnızca hemoglobin seviyesine bakmak eksikliği tam olarak göstermeyebilir. Ferritin düzeyi, demir depolarının durumunu ortaya koyar ve henüz kansızlık başlamamış olsa bile eksikliği tespit edebilir. Serum demiri, transferrin ve total demir bağlama kapasitesi gibi ek testler, daha kapsamlı bir değerlendirme sağlar. Özellikle kadınlarda düzenli sağlık kontrolleri, demir eksikliğini erken fark etmek ve yaşam kalitesini artırmak için kritik öneme sahiptir.
Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?
Demir eksikliğini düzeltmenin temel yolu, demir alımını artırmaktır. Beslenme, bu süreçte büyük bir rol oynar. Kırmızı et, karaciğer, tavuk ve deniz ürünleri gibi hayvansal kaynaklar, demirin en iyi emilen formunu (hem demir) içerir. Ispanak, mercimek, nohut, kuru üzüm, pekmez ve tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklar da demir sağlar, ancak bu demir (non-hem demir) vücut tarafından daha zor emilir. Bitkisel demir içeren yiyecekleri C vitaminiyle (örneğin limonlu su veya portakal) tüketmek, emilimi artırır.
Demir emilimini azaltan alışkanlıklardan kaçınmak da önemlidir. Yemeklerle birlikte çay, kahve veya süt ürünleri tüketmek, demirin bağırsaklardan emilimini engeller. Bu nedenle demir açısından zengin bir öğünden sonra bu içeceklerden uzak durmak gerekir. Beslenmeyle yeterli demir sağlanamıyorsa, doktor önerisiyle demir takviyeleri kullanılabilir. Ancak demir takviyeleri, mide bulantısı, kabızlık veya şişkinlik gibi yan etkilere yol açabilir. Bu yüzden uygun form ve dozun doktor tarafından belirlenmesi, düzenli ferritin takibiyle desteklenmelidir.