Kayseri bu gece hangi nöbetçi eczaneler açık? 3 Temmuz
Kayseri bu gece hangi nöbetçi eczaneler açık? 3 Temmuz
İçeriği Görüntüle

Deniz kıyısında yürürken ayaklarınızın altına yapışan o sümüksü tabakayı hatırlıyor musunuz? Hani sosyal medyada “deniz salyası” diye paylaşılan, yaz tatillerini zehre çeviren o gri-beyaz yığınlar… 2021 yazında Marmara Denizi'nde yaşanan büyük müsilaj felaketi, kısa süreli bir unutuluşun ardından yeniden gündeme oturdu. Balıkçılar endişeli, uzmanlar temkinli ama veriler pek iç açıcı değil. Peki, bu tehlike gerçekten geri mi dönüyor, yoksa sadece bir doğa uyarısı mı alıyoruz? Gelin birlikte kıyıya vuran bu sessiz alarmın ardındaki gerçeklere bakalım.

Müsilaj Nedir, Neden Oluşur?
Müsilaj, deniz canlılarının salgıladığı doğal bir madde olsa da, çevre kirliliği ve iklim değişikliğiyle birleşince tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirliliğin çoğalması ve su sirkülasyonunun yavaşlaması bu yapışkan tabakanın hızla yayılmasına sebep oluyor. Marmara Denizi'nde yaşanan felaketin arkasında da bu üçlü etkili olmuştu.

Son Veriler Ne Diyor?
İstanbul, Kocaeli ve Bursa kıyılarında yapılan son analizlerde bazı bölgelerde deniz yüzeyinde ince müsilaj izlerine rastlandı. Her ne kadar 2021'deki kadar yoğun olmasa da, bu durum uzmanlar için ciddi bir uyarı niteliğinde. Deniz suyu sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor ve atık yönetimi konusunda hâlâ kalıcı çözümler uygulanmış değil.

Balıkçılar ve Turizmciler Ne Diyor?
Balıkçılar ağlarına takılan yapışkan katmanlardan, turizmciler ise iptallerden dertli. Denizin berrak olması, turizm açısından büyük önem taşırken müsilaj, hem görüntüyü hem de su altı yaşamını tehdit ediyor. Özellikle Erdek, Avşa ve Bandırma hattında yaşayanlar bu yazı tedirgin geçiriyor.

Uzmanlar Uyarıyor: Aynı Hataları Yapmayalım
Deniz biyologları ve çevre mühendisleri, geçmişte alınan geçici önlemlerin yetmediğini vurguluyor. Arıtma tesislerinin kapasitesinin artırılması, denize boşaltılan atıkların minimize edilmesi ve deniz suyu sıcaklıklarını etkileyen küresel politikaların dikkate alınması gerekiyor. Aksi takdirde Marmara Denizi yalnızca bir iç deniz değil, “içimizi acıtan bir deniz” olarak anılmaya devam edecek.

Vatandaş Ne Yapabilir?
Bireysel çabalar küçük gibi görünse de etkisi büyük. Denize atılan çöplerden kaçınmak, bilinçsiz tekne kullanımı yapmamak, deterjan ve kimyasal atıkları lavaboya dökmemek gibi alışkanlıklar, doğrudan su kirliliğini etkiliyor. Unutmayalım ki doğa, yapılanı da yapılmayanı da bize geri veriyor.

Deniz Sadece Yazlık Bir Tatil Değildir
Müsilaj meselesi sadece yaz tatilini mahveden bir sorun değil; deniz canlılarının yaşam alanına, besin zincirine ve sağlığımıza doğrudan etki eden bir çevre felaketi. Şimdi sessiz olabilir ama bir gün yeniden sahile vurmadan harekete geçmek bizim elimizde.

Kaynak: Haber Merkezi