Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas Mahallesi’nde çıkarılan dorak taşı, usta ellerde yeniden hayat buluyor. Yapısı itibarıyla diğer taşlardan ayrılan ve dünyada yalnızca Ağırnas’ta bulunan dorak taşı sayesinde yoğurtlar daha dayanıklı ve lezzetli hale geliyor.
Taş Mimar Sinan’ın köyünden çıktı
Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad’ın baş mimarı olan Mimar Sinan’ın doğduğu yer olarak bilinen Ağırnas, şimdi de “dorak taşı” ile adını duyuruyor. Bu özel taş, yalnızca bölgeden çıkarılıyor ve dünyada eşi benzeri bulunmuyor.
Babasından öğrendiği mesleği sürdüren ustalardan biri olan Oğuz Ayata, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını aldı.
Ayata yaptığı açıklamada Ağırnas’ın taş işçiliğiyle tanınan bir yer olduğunu vurguladı. Ardından ‘’Ben de dorak taşı işçiliğinde kendimi geliştirdim, elektrikli araçlar kullanmadan geleneksel yöntemlerle çalışıyorum. Babam Bekir Ayata, benim ustamdı” ifadelerini dile getirdi.

‘’Miras taşıyıcısı kimliği verildi’’
Ayata, tescil sürecini anlatırken “Yoğurt Türk mutfağının 2 bin 200 yıllık geleneğidir. Bu taşın da o dönemlerden beri kullanıldığına inanıyorum’’ ifadelerini kullandı.
Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurduğunu dile getiren Ayata açıklamasında, ‘’Heyet çalışmalarımı uygun buldu ve bana miras taşıyıcısı kimliği verildi. Bu geleneği yaşatmaya devam edeceğim” ifadelerine yer verdi.
‘’Bu taş diğer taşlardan farklı bir yapıya sahip’’
Usta Ayata, sanatın gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini vurgulayarak, “Taşla uğraşan gençler azaldı ama birkaç kişinin dahi bu sanatı sürdürmesi çok önemli’’ ifadelerini dile getirdi.
Ayrıca bu taşın yalnızca bu köyde bulunduğundan bahseden Ayata, ‘’Diğer yumuşak taşlardan farklı bir yapıya sahip” ifadeleriyle bulunan taşın özel yapısına değindi.

Dorak yoğurdu Türkiye’ye tanıtılacak
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, dorak taşının tarihî ve kültürel değeri hakkında “Ağırnas, Mimar Sinan’la özdeşleşmiş bir yer’’ ifadelerini kullandı.
‘’Dorak taşı coğrafi işaret alabilecek kadar özel bir malzeme’’ ifadelerini dile getiren Ayata, ‘’Bu taş, yoğurdun suyunu süzerek daha yoğun ve aromatik hale gelmesini sağlıyor. Elektrik ve buzdolabının olmadığı dönemlerde yoğurdun uzun süre dayanması için kullanılıyordu’’ diyerek yoğurdun yapım aşaması hakkında bilgi verdi.
‘’Bir marka haline dönüşebilir’’
Prof. Özsoy, TÜBİTAK destekli lise projeleriyle taşın kimyasal yapısının ve yoğurt üzerindeki etkilerinin incelendiğini aktardı ve “Dorak yoğurdu her geçen gün daha fazla tanınıyor, bu gelenek bir marka haline dönüşebilir” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.




