1972 yılında Denizli’de temelleri atılan Denizli Basma ve Boya Sanayi A.Ş. (DEBA), tekstil sektöründe adeta bir çığır açmıştı. Kurucusu Mehmet Sivri’nin vizyonuyla kurulan bu şirket, yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında da adından söz ettirmeyi başardı. Hugo Boss, Levi's gibi dev markalar için üretim yaparken kendi markaları olan Unicart, Laodikia ve The Pantalone ile küresel pazara da açıldı. Sivri, Anadolu’da sanayiciliği yaygınlaştırmak adına 100’e yakın küçük üreticiyi bir araya getirmişti. Ancak zaman içinde işler tersine dönmeye başladı.

2001 Krizi Darbeyi Vurdu, Yıllarca Süren Çöküş Başladı

Bankadan havale ve EFT yaparken dikkat: Yeni dönem başladı
Bankadan havale ve EFT yaparken dikkat: Yeni dönem başladı
İçeriği Görüntüle

2001 yılında Türkiye'nin yaşadığı büyük ekonomik kriz, dövizle borçlanan pek çok sanayiciyi olduğu gibi DEBA’yı da ağır şekilde etkiledi. Dövizin yükselmesi, üretim maliyetlerini katlarken, dünya tekstil pazarındaki arz fazlası da satışları baltaladı. Şirketin borçları katlanarak büyüdü. Sivri, yıllar sonra katıldığı bir televizyon programında yırtık çoraplarını göstererek, “Biz Anadolu Kaplanı değil, eşeğiyiz,” sözleriyle içinde bulunduğu durumu anlattı. Bu ifadesi, kamuoyunun hafızasında yer etti.

Üretim Durdu, Fabrika Bankaya Devredildi, Patron İş Aramaya Başladı

2009 yılında üretim tamamen durduruldu ve DEBA resmen battı. Bankalara devredilen fabrika sessizliğe büründü. Ancak Mehmet Sivri, her sabah eski fabrikasının yolunu tutmaya devam etti. "Gelmezsem saklanmış olurum," diyerek moralini yüksek tutmaya çalıştı. Ancak zamanla emekli maaşına dahi haciz geldi. Artık kendini geçindirmekte zorlanan Sivri, “Param yok, borcum çok. İş arıyorum. Bana uygun bir iş varsa eşek gibi çalışırım,” diyerek dramatik bir çağrıda bulundu.

Kültüre ve Tarihe Katkısıyla da Hatırlanacak

Mehmet Sivri yalnızca sanayiye değil, bölgenin tarihî ve kültürel değerlerine de katkı sundu. Denizli’nin simgelerinden biri olan Laodikya Antik Kenti’nde kazı çalışmalarına aktif destek verdi. Sabahları ilk iş olarak kazı alanına giderek bizzat çalışmalara katıldı. Yabancı arkeologların kazı yapmasındansa yerli ekiplerin desteklenmesini savundu. "Yabancı çıkarırsa bir tane götürür," diyerek Türkiye'nin kültür mirasının korunmasına öncülük etti. Sivri’nin bu çok yönlü katkıları, onu yalnızca iş insanı değil, aynı zamanda bir toplumsal figür olarak da anılmasına neden oldu.

Kaynak: Haber Merkezi