Kayseri Haber / Kayseri’nin Türk tarihindeki seçkin konumu, yalnızca sultanların ve devlet adamlarının değil, aynı zamanda vizyon sahibi Türk kadınlarının bıraktığı kalıcı izlerle şekillendi. Selçuklu döneminde kadınlar; sağlık, eğitim, mimari ve hayır alanlarında inşa ettirdikleri eserlerle Kayseri’yi adeta bir manevi başkent kimliğine taşıdı.

Bu altın çağın en çarpıcı isimlerinden biri, vasiyetiyle insanlığa hizmet eden Gevher Nesibe Sultan oldu. Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı olan Gevher Nesibe Sultan, 1206 yılında kurulan ve dünyanın ilk tıp merkezi olarak kabul edilen Gevher Nesibe Şifahanesi ile yalnızca Kayseri’ye değil, tıp tarihine de yön verdi. Bu eser, modern sağlık eğitiminin temellerinden biri olarak kabul edilirken, tıp fakültelerinin amblemlerinde yer alan sembolün de doğuş noktası oldu.

Şifahanede bugün dahi görülebilen ve 12 dilimli evren çarkını çeviren düğümlü çift yılan rölyefi, Selçuklu tıp anlayışının simgesi olarak öne çıkıyor. Taç Kapı’da yer alan ancak zamanla tahrip olan bu motif, daha sonra bir taş üzerine yeniden işlenerek şifahanede sergilenmeye başlandı. Motif, Türk tıp tarihinde Süheyl Ünver tarafından keşfedilerek modern tıp amblemine ilham kaynağı olarak kayıtlara geçti. Yılan figürü; iyileşme ile zehir, yaşam ile ölüm arasındaki ince dengeyi temsil eden güçlü bir sembol olarak öne çıkıyor.

Kayseri’nin yarısı elektriksiz kalacak: 8 ilçede gün boyu elektrik olmayacak
Kayseri’nin yarısı elektriksiz kalacak: 8 ilçede gün boyu elektrik olmayacak
İçeriği Görüntüle

Kayseri’nin ilim ve kültür hayatına yön veren bir diğer önemli kadın figür ise Mahperi Hunat Hatun oldu. Hunat Hatun, eğitime verdiği önemle inşa ettirdiği Hunat Hatun Külliyesi sayesinde şehrin kültürel dokusuna kalıcı bir katkı sundu.

Şehrin siluetine damga vuran ve Kayseri’ye “Kümbetler Şehri” unvanını kazandıran anıtsal mezarların arkasında da yine kadınların imzası bulunuyor. Selçuklu taş işçiliğinin zirvesi olarak kabul edilen Döner Kümbet, Şah Cihan Hatun tarafından yaptırılırken, Talas’taki Alaca Kümbet ise Emirci Hatun adına inşa edildi.

Bunların yanı sıra Melike Adile Hatun gibi güçlü kadınlar, mevcut eserlerin vakıflarını destekleyerek kültürel mirasın yüzyıllar boyunca yaşamasını sağladı. Bu desteklerin önemli örneklerinden biri de Hacı Kılıç Külliyesi oldu.

Selçuklu döneminde Kayseri’ye yön veren bu kadınların bıraktığı somut eserler ve manevi değerler, şehrin kimliğini derinden şekillendirdi. Bugün Kayseri’nin tarihi dokusunda hissedilen ihtişamlı Selçuklu ruhu, büyük ölçüde bu öncü kadınların vizyonu ve hayırseverliği sayesinde ayakta duruyor.

Kaynak: Süleyman Savranlar