Uzmanlar, ensede baskı, baş dönmesi ve ani üşüme gibi belirtilerin kış aylarında daha fazla görüldüğüne dikkat çekiyor. Bu durum yaşanırken kişilerin genellikle “yorgunluk” ya da “hava değişimi” diyerek şikâyetleri ertelediği belirtiliyor. Ancak yapılan gözlemler, bu şikâyetlerin kalp krizi ve inme riskini artırabilen önemli sinyaller olabileceğini ortaya koyuyor.
Açıklamalara göre, özellikle 40 yaş üstü kişilerde bu belirtilerin daha dikkatle izlenmesi gerekiyor. Sağlık çalışanları, kışın ani ısı değişimlerinin vücudu zayıflattığını ve bağışıklığın da bu süreçte düştüğünü ifade ediyor. Bu sebeple düzenli tansiyon ölçümü yapılması ve gün boyu su tüketiminin artırılması öneriliyor.
Uzmanlardan Basit Ama Etkili Önlemler
Doktorlar, kış aylarında kapalı alanlarda uzun süre kalmanın da vücudu olumsuz etkilediğini belirtiyor. Bu süreçte temiz hava almak, düzenli yürüyüş yapmak ve tuz tüketimini azaltmak önemli görülüyor. Değinildiği üzere erken teşhis birçok hastalıkta olduğu gibi tansiyon sorunlarında da hayat kurtarıyor. Bu nedenle “nasıl olsa geçer” anlayışının riskli olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca gece uykusunun yeterli olmaması tansiyon değerlerini bozabileceği için uyku düzenine de dikkat edilmesi gerekiyor. Uzmanlar, ihmal edilen ufak bir belirtiyle başlayan rahatsızlıkların ilerlediğinde çok daha zor tedavi edilebildiğini vurguluyor. Sonuç olarak, kış aylarında vücudun verdiği sinyallere kulak verilmesinin öneminin altı çiziliyor.
