Gazetemiz muhabirleri, o iddiaların geçtiği Kocasinan ilçesi Mithatpaşa mahallesi Erkilet Caddesi'nde bulunan Özel İhtisas Engelli Bakım Merkezi'nin Kurucu Müdürü Demir Demiral ile görüştü.
Bakım Merkezi'ni muhabirlerimize gezdiren Demiral, kurum ile ilgili bilgiler verdi. Muhabirlerimiz Bakım Merkezi'ndeki hastaları ve yaşlıları gezip, sohbet ederken, hasta ve yaşlılar herhangi bir sıkıntıları olmadığını söylediler.
"BURASI BİR TİCARİ İŞLETME DEĞİL"
Demiral, gazetemize yaptığı açıklamada, kalben kendisinin ve personelinin Allah'a karşı rahat olduğunu belirterek, "Ömrümü buraya verdim. Ben o kadar rahat bir şekilde diyorum ki buradaki sakinlerimizin yakınlarına, artık senin annen değil, benim annem. Artık senin oğlun değil, benim oğlum. Vefat eden sakinlerimizin yakınları cenazeleri almıyordu bile. Burası bir ticari işletme değil. Yaptıklarımızı gördünüz, hizmetimizi gördünüz. Saklı gizli olan hiç bir şey olmadığını gördünüz. Bu iddiaları yapanlar sizi yanıltıyor, bizi de karalıyor. Ben istiyorum ki bu ülkenin özgür basını bizlerin eli, ayağı, kolu olun, lütfen bunu bizden esirgemeyin" dedi.
"HASTAMIZ, BOĞAZINDAKİ YARASINA KALEM SOKUYORDU"
O iddiaların sahibinin şiddetle işe ihtiyacı olduğunu söyleyerek kendilerinden iş istediğini anlatan Demiral, "Kendisine iş verdik, sonra bu iddiaları ortaya attı. O iddialardaki Ali Gönültaş rahatsızlığından dolayı sürekli iletişime kapalı olduğu için, kalem ve kağıdı kullanarak iletişim sağlıyordu. Personel bana 'Ali Gönültaş elindeki kalem ile boğazındaki kanülü çıkartıyor' dedi. Hastamızın kendi boğazındaki yaraya kalem sokma alışkanlığı var. Ben de o kalemi masada bırakmamalarını Allah korusun biraz daha içeri sokarsa nefes borusuna zarar vereceği uyarısını yaptım. Ali Gönültaş'ın tekerlekli sandalyeyi hareket ettirerek, masadan kalemi almaya çalışınca tekerlekli sandalyesini demire bağlattım, hareket edip kaleme ulaşmasın diye. İrfan Demirpolat'ın iddia ettiği şekilde Gönültaş'ın ölümü kesinlikle doğru değildir" şeklinde konuştu.
"OLMAYAN ŞEYİ İSPAT ETMEK DÜNYANIN EN ZOR ŞEYİDİR"
Demiral sözlerine şöyle devam etti: "İrfan bey Osmanlı hanedanına mensup olduğunu, Çırağan Sarayı'nın kendilerine ait olduğunu, 1985-1986 yıllarında MİT ajanlığı yaptığını söyleyince ben irkildim. Konuşurken de duraksadığını, gözlerinin donduğunu görünce psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum. İnanıyorum ki aklanacağım, olmayan bir şey için aklanmak dünyanın en zorudur, çünkü ben zaten akım. Kurumda her yeri sizlere gezdirdim. Orada insan sağlığına, insanın insanlık değerlerine aykırı bir şey tespit ettiyseniz lütfen yazın. Olmayan şeyi ispat etmek dünyanın en zor şeyidir. İrfan bey başka bir ruh dünyasında yaşıyor. Ben işe alırken, fiziki bir rapor ile işe alıyorum, psikolojik rapor aldırmıyoruz. Arkadaşın ruhsal bir rahatsızlığı olduğundan adım Demir kadar eminim. Bu arkadaş hem sayın yerel basını iddiaları ile yanıltmıştır, bizi de karalamıştır. Hukuki süreci yapacağımızdan şüpheniz olmasın. Diğer vefat eden bayan şiddetli parkinson rahatsızlığı var. Önlem amaçlı yönetmelik gereği öfke kontrol odasına konulmuşluğu vardır. Bunu önlem olarak algılamayıp, şiddet olarak algılaması en büyük yanlıştır. Öfke kontrol odası kesinlikle yaşlılar için kullanılmıyor, zihinsel engelli sakinlerimiz için."
