İkisi de hastaneye sevk ediliyor, birisi hayatını kaybedip, meslektaş kurşunu ile ‘şehit’ oluyor.

Kendisini de vuran polis memurunun ise hayati tehlikesi sürüyor.

Çok acı, çok talihsiz bir olay.

Halkımız bu acı olay sonrası iki şeyi çok merak ediyor. Birisi neden bu saldırıyı yaptığı, ikincisi de polisin şehit olup olmadığı…

Sosyal medyada yapılan yorumları okuyorum, bazen üzülüyorum, bazen utanıyorum.

Öncelikle neden bu talihsiz olayın yaşandığından bahsetmek istiyorum.

Biz de zar zor öğrendiğimiz bilgilere ve iddialara göre bu olaydan bir ay önce aralarında nöbet yeri tartışması yaşanıyor.

Bu bir ay içerisinde iki polisimiz aralarında ne yaşıyor hiç bilmiyoruz ama o içten içe dolan polis, meslektaşını öldürüyor, o anki psikoloji ile olacak ki ‘ben ne yaptım’ der gibi bir de kendi canına kıymaya kalkıyor.

İkinci merak edilen şey ise meslektaşı tarafından vurulan polisin ‘şehitliği’…

Sosyal medyada ‘şehitlik bu kadar kolay mı’, ‘şehitlik basit mi’ gibi iğrenç ötesi utanılacak yorumlar okudum.

Evet bu polis memurumuz görevi başında kendi meslektaşının kurşunu ile şehit olmuştur.

Bu olay da çok basit, kolay bir olay değildir.

Ve Bakanlığın Şehitlik Yönergesi vardır, orada görev sırasında silahlı saldırıya uğrayan (fiilen ateş altında ölenler) güvenlik güçleri şehit sayılmaktadır.

Biraz daha yorum yaparken, araştırıp, okuyun lütfen. O güvenlik güçlerimizin ailelerini düşünün, sevdiklerini bir kez de sizin bu utanç verici yorumlarınız ile yaraladığını düşünün.

Kısaca daha duyarlı ve sağduyulu olalım bu konularda…

Bu talihsiz acı olay sonrası şehit olan polis memuruna Allah’tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Emniyet teşkilatımızın da başı sağolsun.

****

Ayrıca bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü… Kayseri’de açıkçası tiyatro ile çok aram yoktu. Ama birkaç yıl önce faaliyete giren ve Kayseri’ye adeta tiyatroyu sevdiren Artizhane Sanat oyuncuları başta olmak üzere tüm tiyatro kulüplerinin bu özel ve güzel günlerini kutluyorum. Perdeniz hiç kapanmasın…