Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Haldun Pekdemir, Erciyes Üniversitesi’nde yaşanan ve üç çocuk annesi Meliha Keskin’in boşandığı eşi tarafından kampüs içinde pompalı tüfekle öldürülmesiyle sonuçlanan kadın cinayetine sert sözlerle tepki gösterdi.
Kayseri’deki olayın ardından ülke genelinde büyük bir infial yaşanırken, Pekdemir hem üniversite yönetimini hem de yetkilileri hedef aldı.
Yaptığı yazılı açıklamada “kampüslerde güvenliğin sağlanamaması”nı eleştiren Pekdemir, şu ifadeleri kullandı:
“Bir üniversitede böyle bir şey nasıl yaşanabiliyor?
Nasıl oluyor da bir cani, elini kolunu sallayarak kampüse silahla girebiliyor?
Bu sorunun cevabını vermek zorundayız. Bunun hesabını kime soracağız?”
“Siz neyin güvenliğinden bahsediyorsunuz?”
Üniversite yönetiminin olay sonrası öğrencilere gönderdiği bilgilendirme mesajında geçen,
“Olay kampüsümüzün genel güvenliğini etkilememektedir.” ifadelerine de sert çıkan Pekdemir, bu yaklaşımı “vicdansızlık” olarak nitelendirdi.
“Bu sözlerimizden dolayı kusurumuza bakabilirsiniz ama Allah aşkına siz neyin güvenliğinden bahsediyorsunuz?
Bir öğrenciniz pompalı tüfekle canice katledilirken, almanız gereken önlemleri unutturup bizi avutma çabanızı mı takdir edeceğiz?”
Pekdemir, üniversitelerin bilgi, özgürlük ve güvenliğin merkezi olması gerektiğini vurgulayarak, “Kampüslerde özgürlük, adalet ve emniyet bir arada mümkündür — yeter ki sağlam bir irade ortaya konulsun” dedi.
“Koltuklar dolu ama sorumluluk sahibi kimse yok”
Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı, Türkiye’de yaşanan en büyük krizin “sorumluluktan kaçış” olduğunu dile getirerek yetkilileri istifaya davet etti.
“Koltukların hepsi dolu ama yetki sahibi, sorumluluk sahibi, milletine hesap verme cesaretini gösterecek bir kişi kalmamış.
Bırakın hesap vermeyi, istifa etmeyi dahi unutan yetki sahipleri, artık sadece görevden affını talep eder hale gelmiş.
Siz gerekeni yapamıyorsanız, daha fazla koltuk işgal etmenin de bir manası yoktur.”
“Ya Ömer olacaksınız, ya da hiç Ömer olmaya soyunmayacaksınız”
Pekdemir açıklamasının sonunda, yöneticilerin “adalet” ve “sorumluluk” anlayışını hatırlatarak şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Kamu görevi yalnızca mevzuatla tanımlanamaz.
Hani ara ara dilinize aldığınız o söz var ya:
‘Kenarı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilâhî Ömer’den sorar onu.’
İşte o sözü söylüyorsanız, Ömer olacaksınız, Ömer!
Ya Ömer olacaksınız ya da Ömer olmaya hiç soyunmayacaksınız.”
Kayseri’deki trajik olayla birlikte, üniversitelerde güvenlik önlemleri ve sorumluluk tartışmaları yeniden gündeme gelirken, Saadet Partisi kanadından yapılan bu çıkış kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
