Oyuncu ve eski Belçika Güzeli Ayşe Akın, kamuoyuyla ilk kez paylaştığı hastalık deneyimiyle dikkatleri üzerine çekti. Katıldığı bir etkinlikte konuşan Akın, 10 yıl süren Anoreksiya ve Bulimia mücadelesini, yaşadığı psikolojik çöküşleri ve yeniden ayağa kalkma sürecini tüm açıklığıyla anlattı. Genç yaşta gelen şöhretin ve dış görünüşe yönelik baskının hastalığı derinleştirdiğini vurgulayan Akın’ın sözleri, yeme bozuklukları hakkında farkındalığı artırdı.
“Her Sabah Zayıf Görünmek İçin Dua Ettim”
Akın, hastalıkla mücadele ettiği yıllarda yaşadığı takıntılı davranışları şu sözlerle aktardı: “Tek dileğim sabah uyandığımda tartıda daha az kilo görmekti. Yememek için dua ediyordum. Bu çok ağır bir ruhsal süreçti. Ayna karşısında hep kendimi kilolu görüyordum. Hayatımın 10 yılı bu travmayla geçti.” Ünlü oyuncu, bu dönemde görünüşüne dair düşüncelerinin tamamen çarpıtıldığını ifade etti.
Genç Yaşta Gelen Şöhret ve Dış Baskı
Ayşe Akın, medya önünde olmanın yarattığı algı baskısının, zamanla zihninde saplantıya dönüştüğünü söyledi. “Bana ‘Roberto Carlos gibi bacakların var’ diyorlardı. Bu yorumlar beni gülümsetmekten çok içten içe yıprattı. Zamanla bu sözler takıntıya dönüştü” diyen Akın, güzellik kavramına yüklenen anlamın yaralayıcı boyutlarına dikkat çekti.
Bulimia ile Başlayıp Anoreksiya’ya Dönüştü
Hastalığın seyri hakkında da ayrıntılı bilgi veren Akın, önce Bulimia sürecine girdiğini, ardından Anoreksiya’nın başladığını söyledi. “Bu durum kimsenin suçu değil, beynimin bana oynadığı büyük bir oyundu. Uzun süre antidepresan kullandım, doktor kontrollerinden geçtim. Dışarıdan görünmeyen ama içimi tüketen bir mücadeleydi,” sözleriyle yaşadığı süreci özetledi.
Anneannesinin Vefatı Hayata Tutunmasını Sağladı
Bu derin mücadelede kendisini yeniden hayata bağlayan olayın, anneannesinin kaybı olduğunu belirten Ayşe Akın, “Anneannemi gözümün önünde kaybettim. O an beni sarstı ama aynı zamanda yeniden güçlü olmam gerektiğini de hatırlattı,” dedi.
Ayşe Akın’ın anlattıkları, dış görünüşe dair yargıların, sosyal medyada yayılan ideal beden algısının ve şöhret baskısının nasıl psikolojik yıkımlara neden olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, yeme bozukluklarının görmezden gelinmeyecek kadar ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve erken psikolojik müdahalenin kritik önem taşıdığını vurguluyor.