Seçim sistemi değişmediği, baraj yüzde onun altına halen çekilmediği için bu partilerin çoğu milletvekili çıkaramayacak. Hayalleri bir sonraki seçime ertelenecek. Bu partilere oy vermeyi düşünebilecek, normalde bu partilere üye olan seçmenler, sandık başına gittiklerinde oyumuz araya gitmesin diye kendilerini en yakın gördükleri siyasi partiye oylarını verecekler. 

Belki de seçim yaklaştıkça, bu partilerin bir kısmının kendi aralarında seçim ittifakı kurduklarına da tanık olacağız. 

Haziranda yapılacak genel seçimler ülkemizdeki özellikle hükümet muhalifleri açısından büyük önem taşıyor. Hükümetin icraatlarından, politikalarından rahatsız olan seçmenlerin, demokrasiye olan inançlarını, umutlarını korumaları için şu an muhalefetin sesi olan partilere daha büyük bir görev düşüyor. Malum üç dönemdir iktidarda olan bir parti var karşılarında. Üç dönem boyunca aslında yıpranmış olması gereken, oy kaybetmesi çok doğal olan bir iktidar partisinden söz ediyoruz. Geriye, seçim sathı mailinde muhalefet partilerinin güçlü ve halkı ikna edici bir propaganda yapmaları kalıyor. 

Hükümet yıpranmış olsa da, eleştiriye açık çok yönü olsa da, yolsuzluk gibi ciddi suçlamalara maruz kalsa da iktidarı süresince yaptığı hizmetleri ve başarıları da mevcut. Zaten vatandaşın çoğunluğunu ikna edebilmesinin sebebi de tartışmaya açık olsa da sürekli projeler üretebilmesi. 

Muhalefet partileri bu seçim süreci boyunca Türkiye’nin geleceğine ilişkin projelerini tanıtma merkezinde propaganda faaliyeti yürütmeliler diye düşünüyorum. Çünkü sürekli hükümeti eleştirmek, hükümet açısından bir mağduriyet politikasıyla karşılık verilmesinin önünü açıyor. Hükümete yöneltilen eleştirileri, hükümet çok iyi propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Daha önceki seçimlerde bunu çok net gördük. Ama kendi adıma bunları boşuna söylediğimin de farkındayım. Kimin umurunda bu köşeden söylenenler. 

Yarın birgün bu güne kadarki kafasında zerre kadar değişiklik yapmayan muhalefet partileri yine tanıdık hezimetleriyle başbaşa kalacaklar. Alabildikleri milletvekili sayısıyla idare edecekler. Kendilerini başarılı addedecekler. Sonra iktidar olamamalarına gerekçe olarak göbeğini kaşıyan ayı seçmenlerin, makarnaya bulgura oyunu satan vatatandaşın sırtına kendi veballerini yükleyecekler.  Halbuki vatandaşın makarnaya bulgura oyunu sattığı yok. Bunu anlayabildikleri gün siyasetleri farklılaşacak ama, farketmek isteyen kim? Ona da bakmak lazım. Bu türden bahanelere sığınan birine şunu söylemiştim. Kardeşim, bir paket makarnaya aldanıp oyunu satacak kadar aptal olduğunu düşündüğünüz seçmeni kandırmaktan aciz misiniz?

Eğer muhalefet partileri, bu kadar aptal gördükleri seçmeni bu seçimde de ikna edemeyeceklerse lütfen kabahati kimseye yüklemesinler. Bırakıp gitsinler, emekliye ayrılsınlar, sahil kasabalarında resim yapsınlar. 

Yeni Türkiye diye bir laf dolaşıyor ya ortalıkta. Gerçekten yeni bir Türkiye’den bahsedebilmemiz için, değişen ve yenilenen bir muhalefete ihtiyacımız var. Hatta gelişmiş, değişmiş ve yenilenmiş bir muhalefetin iktidarı devralmasına ihtiyacımız var. Yoksa köy gözüktüğü sürece kılavuza ihtiyaç olmayacak.