Fizik ve kimya biliminin kuralları insanlar için de geçerli.İnsanoğlu kendi hayatında bazı şeyleri değiştirmek istediğinde adeta bu bilimlerin kurallarına uyar.

Peki neden hayatımızda değişiklikler yapmak isteriz? Çünkü, mevcut halimizle mahkum olduğumuz rutin bizi bunaltır. Hayat çok sıkıcı hale gelir. Hele yaşadığımız olumsuzlukların nedenleri bizi kuşatan  ve bizi biz yapan şeylerse sadece sıkılmakla kalmaz, isyan isteği duyarız. Üstelik olduğumuz kişi olmak, bazen sürekli olarak aynı hataları tekrar etmemize neden olur. Bu ise ayrıca yorucudur. Bir noktaya geldiğimizde hayat koşullarımızı, çevremizi hatta kendimizi değiştirme gereği kaçınılmaz hale gelir.

Hani meşhur söz var ya, coğrafya kaderdir diye. Bir yere kadar doğru. Mesela Gültepe Mahallesinde doğmuşsanız, muhtemelen bir gecekonduda, maddi koşulları buna yeten bir ailede doğmuşunuz demektir. Komşularınız, arkadaşlarınız hep Gültepe Mahallesinin imkan ve şartları tarafından belirlenir. Ama Köşk Mahallesinde dünyaya gelen biri, belli ekonomik koşullara sahip, lüks bir apartman dairesinde doğmuş demektir. Onun hayatı da Köşk Mahallesinin şartlarıyla belirlenir. Ama burada dikkat etmek gereken bir nokta var. Gültepe Mahallesi ve Köşk Mahallesi aynı yer. Bu iki mahalleyi ve içerisinde yaşanan hayatları değiştiren şey ne? Mahallenin adı mı? Bir yerin adını değiştirmek orda yaşanan hayatları değiştirmeye yeterli mi? Elbette hayır.

Mekanın kaderi değişirse, içerisinde yaşanan hayat ve kader de değişir demek ki. Öyleyse sadece biçimsel değişimler bile nelere yol açabiliyor diye düşünmeden edemiyor insan. Tebdili mekanda ferahlık vardır sözünü de tam burada hatırlamak ve biraz düşünmek gerekiyor.

Biçimsel değişiklikler derken fizik biliminin kurallarına gönderme yaptım. Gültepe Mahallesindeki gecekondusunu kat karşılığı müteahhite veren insan ne kadar değişir? Önemli sorunlardan biri burada başlıyor.

Mahalle ismini örnek olarak verdim. Daha geniş düşünelim. Kayseri’nin adını değiştirsek, mesela New London yapsak. Kentsel dönüşümle bütün şehri yıkıp yeniden yapsak. Kayseri’de yaşayan insanlar ne kadar değişir?

Fiziksel değişim bir yere kadar değişim sayılır. Asıl değişim aslın değişimidir. Kimyasal işlemin ortaya çıkardığı değişim gibi. Maruz kaldığı işlem öyle bir değişime yol açar ki, artık asla eski kendisi olamaz. Başka bir şeye dönüşür. Bu değişim, hem mahiyet hem şekil değişimidir.

Katranı kaynatmak fiziksel bir işlemdir. O yüzden ne kadar kaynatılırsa kaynatılsın şeker olamaz. Kaynamış katranın ağda kıvamına gelmiş olması onun şeker olduğunu iddia etmesi için yeterli delil olamaz.

Biçimsel değişimlerle kendinden kurtulduğunu, daha tatlı, daha kıymetli, daha farklı bir şeye dönüştüğünü zanneden insanlar bu yüzden tepki çekerler.