Kurum, altın fiyatlarındaki artışta bireysel yatırımcıların etkisinin giderek arttığını vurguladı. Bu tablo, altının geleneksel rolünde bir dönüşüm yaşandığına işaret ediyor.
BIS Para ve Ekonomi Bölümü Başkanı Hyun Song Shin, Basel’de yaptığı açıklamada altının diğer riskli varlıklarla aynı yönde hareket ettiğine dikkat çekti. Shin, bu durumun piyasa tarihindeki klasik örneklerle örtüşmediğini belirtti. Altının son dönemde spekülatif bir karakter kazandığını ifade eden Shin, bu eğilimin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri bulunduğunu dile getirdi. Altının, güvenli liman özelliğinden uzaklaşması küresel yatırımcılar için yeni bir tablo ortaya koyuyor. Fiyat hareketlerinin doğası değişiyor.

Altın neden artık “güvenli liman” gibi davranmıyor?
BIS’in analizine göre altın fiyatları eylül ayının başından bu yana yaklaşık yüzde 20 oranında yükseldi. Bu artış, sadece makroekonomik risklerle açıklanmıyor. Kurum, portföy hareketlerini incelediğinde rallinin önemli bölümünün bireysel yatırımcılardan kaynaklandığını tespit etti. Medyada artan görünürlük, altını kısa vadeli kazanç aracı olarak gören yatırımcıları harekete geçirdi. Bu durum fiyatların daha hızlı ve keskin hareket etmesine yol açtı.
Raporda, fiyat hareketinin peşine takılan yatırımcı davranışlarının belirginleştiği ifade edildi. Altın, bu süreçte daha çok spekülatif varlıklar gibi işlem görmeye başladı. Geleneksel olarak belirsizlik dönemlerinde istikrar sağlayan altının, artık riskli varlıklarla birlikte yükselmesi dikkat çekiyor. BIS’e göre bu durum piyasalardaki dengeleri zorlayabilecek bir sürecin habercisi olabilir. Altının fiyat dinamikleri yeniden şekilleniyor.
Faiz indirimi beklentileri altını nasıl etkiledi?
Raporda küresel ölçekte artan faiz indirimi beklentilerinin yatırımcı davranışlarını önemli ölçüde etkilediği vurgulandı. Bu beklentiler, risk iştahını artırırken ekonomik yavaşlama korkularını bir ölçüde bastırdı. Yatırımcıların daha fazla risk almaya yönelmesi, altın dahil birçok varlıkta fiyatları yukarı taşıdı. Altın bu süreçte güvenli liman olmanın ötesine geçti. Spekülatif talep ön plana çıktı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın nisan ayında açıkladığı tarifeler sonrası borsalarda yaşanan sert düşüşün ardından piyasalar yeniden toparlandı. Özellikle teknoloji hisseleri, bu toparlanmanın lokomotifi oldu. Yapay zeka odaklı şirketler güçlü performans sergiledi. Ancak bu yükselişe rağmen yüksek değerlemelerin yarattığı tedirginlik devam ediyor. Altın da bu karmaşık tablo içinde farklı bir rol üstlenmiş durumda.
BIS’in “50 yıl sonra bir ilk” uyarısı ne anlama geliyor?
BIS’in en çarpıcı tespiti, altın ve hisse senetlerinin aynı anda “patlayıcı faza” girmiş olması oldu. Kuruma göre son birkaç çeyrek, bu iki varlık sınıfının eş zamanlı olarak böyle bir bölgeye girdiği son 50 yılın tek dönemi olarak kayda geçti. Bu durum, piyasa tarihinde nadir görülen bir tabloyu işaret ediyor. Riskli varlıklar ve altın aynı anda hızlı yükseliyor.
BIS, geçmiş örneklere atıf yaparak bu tür dönemlerin ardından genellikle ani ve sert düzeltmeler yaşandığını hatırlattı. 1980’deki altın fiyatlarındaki sert çöküş örnek olarak gösterildi. Ancak her balonun aynı hızla patlamadığı da vurgulandı. Bazı süreçlerin daha uzun zamana yayılabileceği ifade edildi. Mevcut tablo, yatırımcılar açısından dikkatle izlenmesi gereken bir döneme işaret ediyor.




