Uzmanlara göre önemli olan sadece su içmek değil, ne zaman ve ne kadar içildiği. Gün boyu kontrolsüz şekilde su tüketmek, vücut dengesini fark edilmeden bozabiliyor.
Aşırı su tüketimi vücudu yorabiliyor
Gereğinden fazla su içildiğinde, vücuttaki elektrolit dengesi bozulabiliyor. Özellikle sodyum seviyesinin düşmesi, halsizlik ve baş dönmesi gibi şikâyetlere yol açabiliyor. Bazı kişilerde bu durum mide bulantısı ve kas kramplarıyla kendini gösterebiliyor. Gün içinde sık sık ve kısa aralıklarla aşırı su içmek, böbreklerin daha fazla çalışmasına neden oluyor. Uzmanlar, böbreklerin bu yükü her zaman tolere edemeyebileceğini belirtiyor. Özellikle kalp ve böbrek rahatsızlığı olanlar için bu durum daha riskli olabiliyor.
Herkes için aynı miktar doğru değil
Toplumda sıkça dile getirilen “günde 2-3 litre su” kuralının herkese uymadığı ifade ediliyor. Vücut ağırlığı, yaş, yapılan iş ve hava koşulları su ihtiyacını doğrudan etkiliyor. Masa başında çalışan biriyle, gün boyu fiziksel efor harcayan birinin ihtiyacı aynı olmuyor. Ayrıca terleme miktarı ve beslenme şekli de su gereksinimini değiştiriyor. Uzmanlar, susama hissinin tamamen göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyor. Vücudun verdiği sinyaller, çoğu zaman en doğru rehber oluyor.
Doğru zamanlama neden önemli?
Su tüketiminin zamanlaması da en az miktarı kadar önemli. Özellikle gece geç saatlerde aşırı su içmek, uyku bölünmelerine yol açabiliyor. Yemeklerle birlikte çok fazla su içmek, sindirim enzimlerinin seyrelmesine neden olabiliyor. Bu durum şişkinlik ve hazımsızlık gibi sorunları artırabiliyor. Uzmanlar, suyun gün içine dengeli şekilde yayılmasını öneriyor. Az ama düzenli su tüketimi, vücut için çok daha sağlıklı kabul ediliyor. Bilinçli su tüketiminin, genel sağlık üzerinde belirleyici bir rol oynadığı vurgulanıyor.
