RTÜK’ten Sert Müdahale: “Aşkın Gücü” Tartışması Sadece Ekranla Sınırlı mı?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), dijital platformda yayınlanan Öykü Sertel'in sunduğu Aşkın Gücü ( Eski Kısmetse Olur) adlı yarışma programına, kadın onurunu zedeleyici içerikler gerekçesiyle yüzde 3 oranında idari para cezası verdi , ayrıca programın platformun kataloğundan çıkarılmasına karar verdi.

RTÜK’ün bu kararı, yalnızca bir televizyon programına yönelik yaptırım olmanın ötesinde, dijital yayıncılıkta sınırların nerede başlayıp nerede bittiğine dair yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.

RTÜK’ün Tespiti : Kadınlar Meta Gibi Sunuluyor:

RTÜK’ün resmi açıklamasında, programda; Kadınların katı ve klişe cinsiyet rollerine hapsedildiği,

Kadınların karar alma süreçlerinden dışlandığı,

Kadınlara yönelik baskının normalleştirildiği,

Kadınların bedensel ve duygusal olarak bir meta gibi sunulduğu,

Erkekler arası rekabette kadınların “ödül” ya da “sebep” konumuna indirildiği tespitlerine yer verildi.

Kurul, bu içeriklerin toplumsal eşitlik ilkesine zarar verdiği ve yayın ilkeleriyle bağdaşmadığı görüşünde birleşti.

Sosyal Medyada Oluşturulan Klipleriyle Yaygınlaştığı, (3)

Eleştirinin Odağında ise akla gelen sorular: Bu Yayınlar Kimi Etkiliyor?

RTÜK kararının ardından kamuoyunda tartışılan temel başlıklardan biri de şu oldu:

Bu tür programlar yalnızca yetişkinleri mi etkiliyor?

Her ne kadar dijital platformlarda yayınlansa da, bu tür yarışmaların:

Yaş sınırlamasına rağmen çocuklar ve ergenler tarafından dolaylı bir biçimde farklı zihniyetlerle izlenebildiği,

Sosyal medyada oluşturulan 'duygusal' klipleriyle yaygınlaştığı,

Günümüzdeki ilişki biçimlerinde, kadın-erkek rol modellerine etki edebildiği düşünülüyor..

Bu noktada eleştiriler, doğrudan bir suçlama değil; çocukların zihinsel ve duygusal gelişiminin korunması gerekliliğine dayanıyor.

Sosyal Medyada Oluşturulan Klipleriyle Yaygınlaştığı, (1)

Çocuklar Açısından Risk Nerede Başlıyor?

Pedagoji ve medya okuryazarlığı alanında yapılan değerlendirmelerde, çocukların;

Kadınların duygusal olarak değersizleştirildiği sahnelere maruz kalmasının,

İlişkilerin rekabet, ödül ve kazanma üzerinden kurgulanmasının, Hakaret, baskı ve manipülasyon içeren diyalogların normal davranış gibi sunulmasının uzun vadede algıda probleme yol açabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle RTÜK’ün müdahalesi, yalnızca “ahlaki” değil, toplumsal sorumluluk çerçevesinde de değerlendiriliyor.

Sosyal Medyada Oluşturulan Klipleriyle Yaygınlaştığı, (2)

RTÜK’ün dayandığı hukuki zemin

RTÜK, kararını 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasında açıkça:

“Kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar yayınlanamaz.” ifadesi yer alıyor. Bu bağlamda verilen ceza, hukuki açıdan yürürlükteki mevzuata dayalı bir yaptırım olarak kayda geçti.

Sosyal Medyada Oluşturulan Klipleriyle Yaygınlaştığı,

İYİ Partili Belediye Başkanı Koç AK Partili Cıngı'yı yalnız bırakmadı!
İYİ Partili Belediye Başkanı Koç AK Partili Cıngı'yı yalnız bırakmadı!
İçeriği Görüntüle

Yani Bu Bir Programdan Fazlası

RTÜK’ün (Kısmetse Olur) “Aşkın Gücü” kararı, tek başına bir yarışma programının yayından kaldırılması değil;

medyada kadın temsili, çocukların dolaylı etkilenmesi ve dijital yayıncılığın sorumluluğu konularında daha geniş bir çerçevede okunuyor.

Eleştiriler sert olabilir, görüşler farklılaşabilir. Ancak tartışmanın merkezinde şu gerçek duruyor:

Ekranda gösterilen her içerik, bir iz bırakır. Özellikle de çocukların dünyasında.

Kaynak: Sude Naz Gümüş