Yeşilçam’ın usta ismi Metin Akpınar’ın evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen kızı Duygu Nebioğlu, DNA testiyle kan bağını kesinleştirmişti. Nebioğlu şimdi de 10 milyon liralık tazminat davasıyla yeniden gündeme geldi.
Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncularından Metin Akpınar, son dönemde sık sık DNA testi iddialarıyla kamuoyunun gündemine gelmişti. Akpınar’ın kızı olduğunu öne süren Duygu Nebioğlu, yapılan test sonucunda bu iddiayı doğrulamıştı.

10 Milyon Liralık Tazminat Davası Ertelendi
Duygu Nebioğlu’nun Metin Akpınar’a karşı açtığı 10 milyon liralık tazminat davası, karşı tarafın sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanağının dosyada bulunmaması nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Nebioğlu, davayı 'babalığı benimsememe' ve 'babalık sorumluluklarını yerine getirmeme' gerekçeleriyle açtığını ifade etti.
Nebioğlu, mahkemenin emniyete yazı göndermesine rağmen tutanağın henüz hazırlanmadığını, belge tamamlandığında dosyada hiçbir eksik kalmayacağını ve haklılığının net biçimde ortaya çıkacağını dile getirdi.

“Hakikatin Ortaya Çıkması Zor Bir Süreç”
Dava sonrası konuşan Duygu Nebioğlu, sürecin uzun ve yıpratıcı olduğunu belirterek gerçeğin açığa çıkmasının kolay olmadığını vurguladı. Yıllardır yalnız bırakılan kadınlara, kucağından koparılan çocuklara ve sessiz kalan tüm mağdurlara karşı sorumluluk hissettiğini, bu nedenle mücadelesinden vazgeçmeyeceğini ifade etti.
Nebioğlu, tazminat davası açmasındaki en önemli nedenlerden birinin Metin Akpınar’ın annesiyle olan ilişkisini “tek gecelik” olarak nitelendirmesi olduğunu söyledi. Bu tanımlamanın hem kendisini hem de annesini toplum önünde küçük düşürdüğünü belirten Nebioğlu, “Bir sanatçının böyle bir söz söylemesi beni derinden incitti'' ifadelerini dile getirdi.

''Çocukluk yaralarım ve insan onurum için bu davayı açtım''
Konuşmasında toplumsal olarak hedef haline getirildiğinden bahseden Duygu Nebioğlu, ''Çocukluk yaralarım ve insan onurunu koruma sorumluluğum nedeniyle bu davayı açtım” ifadelerini kullandı.
Nebioğlu ayrıca, Akpınar’la görüşme talebinin olmadığını, bu konuda herhangi bir yükümlülük hissetmediğini de sözlerine ekledi. Bu davanın yalnızca kendi kişisel mücadelesi değil, benzer acılar yaşayan pek çok insan için de bir dayanışma niteliği taşıdığını vurguladı.




