Son verilere göre işini kaybedenlerin sayısı 300 bine yaklaştı. Üretim merkezlerinde çok sayıda fabrikanın kapandığı bildiriliyor. Ayakta kalan işletmeler ise kapasiteyi ciddi oranda düşürmüş durumda.
Sektörde faaliyet gösteren firmaların büyük bölümü üretimi tamamen durdururken, üretime devam edenler kapasiteyi yüzde 30-40 seviyelerine indirdi. Avrupa pazarında yaşanan talep daralması, ihracatı olumsuz etkiledi. Aynı dönemde Çin, Bangladeş ve Vietnam gibi ülkelerin agresif fiyat politikaları rekabeti daha da zorlaştırdı.
İhracat Maliyet Baskısı Altında
Artan enerji, hammadde ve finansman maliyetleri ihracatçı firmalar üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Maliyetlerini karşılayamayan birçok üretici farklı alanlara yönelmeye başladı. Depolama, lojistik ve alternatif ticaret faaliyetleri bu süreçte öne çıktı. Ancak bu yönelimin sektördeki kaybı telafi edemediği belirtiliyor.
Kriz Yapısal Nitelik Taşıyor
Uzmanlar yaşanan krizin geçici olmadığını vurguluyor. Ucuz iş gücü avantajının kaybedilmesi, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar ve modernizasyon yatırımlarının ertelenmesi sektörün temel sorunları arasında gösteriliyor. Markalaşma eksikliği ve fason üretim modeli de krizi derinleştiren unsurlar olarak öne çıkıyor.
Konkordato Süreci Zincirleme Etki Yarattı
Bugüne kadar yaklaşık 300 firmanın konkordato ilan ettiği ifade ediliyor. Bu durumun tedarik zinciri boyunca zincirleme etki yarattığı belirtiliyor. İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, konkordato uygulamalarında düzenleme yapılması gerektiğini dile getirdi.
Yeni Yol Haritası Çağrısı
Ahmet Öksüz, sektörün ayakta kalabilmesi için teknolojik dönüşüm, teknik tekstil, markalaşma ve sürdürülebilir üretime yatırım yapılmasının şart olduğunu belirtti. Aksi halde toparlanmanın zor olacağını ifade etti.





