19 Haziran Türkiye gündeminde ekonomi politikaları, dış ilişkiler, yeni anayasa tartışmaları ve toplumsal kutuplaşma öne çıkıyor. Seçim sonrası sessizlik yerini yeniden hareketliliğe bırakıyor. Gelişmeler yazının devamında.

Ekonomi Sıkıştı, Sokak Suskun
Haziran ayının ikinci yarısına girerken ekonomideki sıkışıklık daha belirgin hâle geldi. TÜİK verilerine duyulan güvensizlik, çarşı-pazardaki fiyatlarla resmi rakamlar arasındaki uçurum ve orta sınıfın daha da erimesi, toplumsal huzursuzluğu artırıyor. Her ne kadar hükümet yeni vergi paketlerini gündeme alsa da, bu paketlerin vatandaşa "yük" olarak yansıyacağı beklentisi sokaktaki sesi kısıyor.

Dış Politikada Zemin Kaygan
19 Haziran haftasında Türkiye dış politikasında da karmaşık bir tabloyla karşı karşıya. Avrupa Birliği ile donmuş ilişkiler yeniden gündeme gelirken, ABD ile F-16 alımı üzerinden yürütülen müzakereler kritik bir noktada. Diğer yandan İran, Suriye ve Rusya ile kurulan bölgesel denge politikaları da NATO üyeliği bağlamında sorgulanıyor. Türkiye, bir yandan Batı’ya göz kırparken, diğer yandan doğudaki dengeyi kaybetmemeye çalışıyor. Bu ise giderek zorlaşıyor.

Yeni Anayasa Tartışmaları Yeniden Masada
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamalarıyla birlikte "yeni anayasa" söylemi yeniden siyaset gündeminde. Ancak muhalefet cephesi bu çıkışı “gündem saptırma” olarak yorumluyor. Toplumda ise yeni anayasa talebi var, fakat bu değişikliğin hangi çerçevede ve hangi uzlaşıyla yapılacağına dair ciddi kuşkular bulunuyor. Özellikle yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve güçler ayrılığı konularındaki çekinceler, geniş kesimlerde yankı buluyor.

Toplumda Sessiz Kızgınlık: Seçimsiz Dönem Kolay mı Geçecek?
2025’e kadar seçim gündeminin olmaması, siyasetin "rahat bir dönem"e girdiği anlamına gelmiyor. Tam tersine, toplumda biriken ekonomik ve sosyal gerilim, bu sessizliği çok daha tehlikeli bir basınca dönüştürüyor. Genç işsizliği, liyakat tartışmaları, eğitimde fırsat eşitsizliği ve sağlık sistemindeki memnuniyetsizlik giderek artıyor. Seçimsiz dönemin siyasi iktidar açısından fırsat mı yoksa tuzak mı olacağı, atılacak adımlarla belirlenecek.

19 Haziran Türkiye’si Nerede Duruyor?
19 Haziran 2025 itibarıyla Türkiye bir yol ayrımında duruyor: Ya yapısal reformlarla yeni bir sayfa açılacak, ya da günlük manevralarla sadece “zaman kazanılacak.” Ancak toplumun artık “zaman kazanmak” gibi bir lüksü kalmadı. Sessizlik yanıltıcıdır. Zira bu sessizlik, fırtına öncesi bir bekleyiş de olabilir...