Listede yer alan ürünlerin çoğu günlük hayatta sıkça tüketilen tatlılar olduğu için araştırmanın sonuçları geniş bir kesimde merak uyandırdı. Uzmanlar, bu tatlıların tamamen hayatımızdan çıkarılmasının şart olmadığını ancak tüketim sıklığının mutlaka azaltılması gerektiğini belirtiyor. Bu noktada, özellikle metabolizma sorunları yaşayan kişilerin daha temkinli davranması gerektiği vurgulandı.
Şeker Oranı En Yüksek Tatlılar Dikkat Çekti
Araştırmada ilk sıraya oturan ürünler genellikle hazır gıdalar ve endüstriyel tatlılar oldu. Rafine şekerle hazırlanan bu tatlıların kan şekerini hızla yükselttiği, ardından da ani düşüşlere neden olarak yeme krizlerini tetiklediği ifade edildi. Çikolatalı soslarla kaplı hazır pastaların, kısa sürede yüksek kalori verdiği için kilo artışını hızlandırdığı aktarıldı. Bu ürünlerin içerisinde bulunan katkı maddeleri ve koruyucuların da uzun vadede metabolik dengenin bozulmasına yol açtığı açıklandı. Öte yandan, günlük tüketimde “masum” görünen bazı atıştırmalıkların da aynı kategoriye dahil edildiği belirtildi.
Kızartılarak Yapılan Tatlılar En Riskli Grup
Bilindiği üzere, kızartma yöntemiyle hazırlanan tatlılar hem şeker hem de yağ bakımından en yoğun ürünler arasında yer alıyor. Uzmanlara göre özellikle şerbetli kızartma tatlıları, trans yağ oranı ve aşırı şeker yüküyle sağlığı zorlayan bir etki yaratıyor. Bu tatlıların tüketimi sonrasında sindirimin yavaşlaması, mide yükünün artması ve uzun süre süren bir ağırlık hissi oluşması beklenen bir durum olarak açıklandı. Açıklamalar, bu tatlıların düzenli olarak tüketilmesinin kalp-damar sağlığı üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu da ortaya koydu. Tüm bu sebeplerle bu kategori araştırmanın en riskli grubu olarak listelendi.
Masum Görünen Sütlü Tatlılar da Listede
Her ne kadar sütlü tatlılar, şerbetli tatlılara göre daha hafif gibi görünse de araştırma bunların da masum olmadığını gösterdi. Özellikle içerisine yoğun krema eklenen ve çikolata soslarıyla tatlandırılan sütlü tatlıların kalori değerlerinin hızla yükseldiği belirtildi. Ek olarak, bazı hazır sütlü tatlıların yüksek oranda nişasta ve şeker içerdiği, bu durumun da tatlının “hafif” algısını gerçeğe aykırı hale getirdiği ifade edildi. Araştırmayı yürüten uzmanlar, tatlıların hazırlanış biçiminin sağlık üzerindeki etkisini büyük ölçüde değiştirdiğine dikkat çekti. Bu nedenle, evde yapılan daha doğal içerikli sütlü tatlıların bile ölçülü tüketilmesi önerildi.
Tatlı tüketim alışkanlıkları incelendiğinde, özellikle akşam saatlerinde tüketilen şekerli ürünlerin vücuda daha fazla zarar verdiği de vurgulandı. Bu durum, sindirimin yavaşlaması ve uyku düzeninin bozulmasıyla ilişkilendirildi. Uzmanlar, tatlı krizlerini azaltmak için meyve, bitter çikolata veya şekersiz tatlı alternatiflerine yönelmenin daha sağlıklı bir tercih olacağını ifade etti. Bununla birlikte, tamamen yasaklayıcı bir yaklaşım yerine, porsiyon kontrolünün öneminin altı çizildi. Sonuç olarak açıklanan liste, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek isteyen vatandaşlara önemli bir yol gösterici niteliği taşıyor. Tatlıların, dozunda tüketildiğinde keyifli ama kontrolsüz tüketildiğinde riskli bir alışkanlığa dönüşebileceğine dikkat çekildi. Tatlı tercihlerini yeniden gözden geçirmek isteyenler için bu çalışma, tüketim davranışlarını değiştirmeye yönelik güçlü bir hatırlatma niteliği taşıyor.



