Kayseri haber / Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ekim ayı dış ticaret istatistiklerini değerlendirerek şehrin ekonomik performansına ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulundu.
''Bu Başarı Emek Veren Tüm Sanayicilerimizindir''
Ekim ayında 341 milyon 762 bin dolarlık ihracat, 131 milyon 685 bin dolarlık ithalat gerçekleştirildiğini dile getiren Başkan Gülsoy, “Yılın 10 aylık bölümünü 3 milyar 154 milyon 264 bin dolarlık ihracatla geride bırakıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Ayrıca ‘’İş dünyası olarak tüm çabamız üretimin, dış satımın ve istihdamın sürdürülebilirliği içindir’’ ifadelerini dile getiren Başkan Gülsoy, bu başarının emek veren, üretim yapan tüm sanayicilerin ortak gayretinin bir sonucu olduğunu ifade etti.
Başkan Gülsoy, açıklamasında ‘’Dünyaya üretim yapan, ülkemiz için rekabet eden tüm işletmelerimize ve çalışanlarına teşekkür ediyorum’’ diyerek tüm işletmelere teşekkürünü iletti.
Ekim Ayı İhracat Rakamlarında Artış Görüldü
TÜİK verilerini değerlendiren Başkan Gülsoy, “Ekim ayında 143 ülkeye 341 milyon 762 bin dolar ihracat yaptık. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5,28 artış, bir önceki aya göre ise yüzde 5,86 düşüş gerçekleşti’’ ifadelerini kullandı.
İthalatın ise 131 milyon 685 bin dolar seviyesinde gerçekleştiğinden bahseden Başkan Ömer Gülsoy, ‘’Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,52 yükseliş, bir önceki aya oranla yüzde 9,91 gerileme görülmüştür ifadelerini dile getirdi.
Açıklamasında ayrıca yılın ilk 10 ayında toplam ithalatın 1 milyar 463 milyon 159 bin dolar olarak kaydedildiğini belirten Ömer Gülsoy, ‘’Bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,11 oranında artmıştır’’ diyerek geçtiğimiz senenin ardından yaşanan artıştan bahsetti.
Kayseri’nin İhracat Pazarları Hakkında Bilgi Verildi
Kayseri’den dış satım yapılan ülkeler hakkında da bilgiler veren Gülsoy, “İhracat pazarlarımız ağırlıklı olarak Almanya, Irak, ABD, Avusturya, İtalya, Fransa, Polonya, Romanya, Birleşik Krallık ve Gürcistan şeklindedir’’ ifadelerini kullandı.
Sektörel Performansta Bazı Alanlarda Artış, Bazılarında Gerileme Yaşandı
Şehrin sektör bazlı dış ticaret performansına ilişkin de değerlendirmede bulunan Gülsoy, “TÜİK’in belirlediği sektörlerde; Elektrik-Elektronik, Demir ve Demir Dışı Metaller, Kimyevi Maddeler, Makine ve Aksamları, Hazır Giyim, Halı’’ alanlarında artış yaşandığından bahsetti.
Ayrıca Gülsoy, Otomotiv Endüstrisi ve Meyve-Sebze Mamulleri alanlarında yükselme yaşandığını dile getirdi.
Gülsoy ardından Dış ticaret performasında yaşanan gerilemeden bahsederek ‘’Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri, Çelik, Tekstil-Hammaddeleri, İklimlendirme Sanayi ve Madencilik Ürünleri gibi başlıklarda ise düşüş gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
“Küresel Rekabet Ortamı Değişti, Yeşil Dönüşüm Zorunlu Hale Geldi”
Küresel riskler, belirsizlikler ve dış pazarlarda talebin zayıflaması nedeniyle ihracatçının ciddi baskı altında olduğunu vurgulayan Başkan Gülsoy, değerlendirmelerine şu sözlerle devam etti:
“İhracat Türkiye ekonomisinin en güçlü dinamiklerinden biridir. Ancak tabloya baktığımızda rakamların söylediği çok açık. Elektrik-elektronik ve makine gibi yüksek katma değerli alanlarda olumlu hareketlilik var.
Bu, hem şehrimiz hem de ülkemiz için umut verici. Fakat işin diğer yönü daha kritik. Kayseri sanayisinin temelini oluşturan mobilya, çelik ve tekstil gibi ana sektörlerde daralma söz konusu. Bu durumu yalnızca finansmana erişim zorluğuyla açıklamak eksik olur.
Çünkü artık küresel rekabetin kuralları değişti. Önceden yalnızca Çin’in düşük maliyetli üretimiyle yarışıyorduk; ancak bugün Mısır, Tunus ve Fas gibi ülkeler hem ucuz işgücü avantajına sahip hem de Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat kriterlerine bizden daha hızlı uyum sağlıyorlar.
Bu ülkeler maliyet avantajını korurken çevreci üretim standartlarını da benimseyerek Avrupa pazarı için daha cazip hale geliyor. Özellikle tekstil alanında yaşadığımız kaybın temel nedeni budur. Pazar artık hem ucuz hem de çevre kriterlerine uygun üretimi tercih ediyor.
Biz ise maliyet baskısı ile uyum süreci arasında sıkışıyoruz. Bu nedenle yalnızca üretmek yetmiyor; maliyetleri yönetmekle birlikte yeşil dönüşümü hızla tamamlamak zorundayız. Aksi halde, Avrupa gibi stratejik pazarları kaybetme tehdidi büyüyor.
Tüm bu zorluklara rağmen üreten, rekabet eden ve Türk ürünlerini dünya pazarında temsil eden tüm firmalarımıza ve çalışanlarına tekrar teşekkür ediyorum.”
