Uzmanlara göre bu yaş aralığı, kemik yapısının korunması için kritik bir eşik niteliğinde görülüyor. Günlük yaşam alışkanlıklarındaki küçük ama etkili hatalar, kemik dokusunu zayıflatarak osteoporoz riskini erken döneme çekebiliyor. Bu nedenle yaşam tarzına yönelik bilinçli adımların 30’lu yaşlardan itibaren atılması gerektiği ifade ediliyor.
Yetersiz D vitamini alımı genç yaşta kemikleri zayıflatıyor
Uzmanlara göre kemik sağlığını etkileyen en temel unsurlardan biri D vitamini eksikliği. Güneş ışığından yeterince faydalanmayan kişilerde kemik yoğunluğu kaybı çok daha hızlı gelişiyor. Özellikle kapalı ortamlarda çalışan genç erişkinlerde bu sorunun yaygınlaştığı belirtiliyor. D vitamini yetersizliği, kalsiyum emilimini doğrudan etkilediği için kemiklerin mineral yapısı zayıflayabiliyor. Bu nedenle günde kısa süreli güneş temasının bile kemik sağlığı açısından büyük katkı sağladığı hatırlatılıyor.
Düzensiz beslenme ve düşük kalsiyum alımı riski artırıyor
Kalsiyum eksikliği, kemik erimesinin en bilinen sebeplerinden biri. Ancak 30’lu yaşlardaki birçok kişi yoğun iş temposu nedeniyle sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdüremiyor. Paketli gıdalar ve hızlı tüketilen yiyecekler, kemik gelişimine destek veren minerallerden yoksun olduğu için risk büyüyor. Uzmanlar, süt ve süt ürünleri, badem, yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum kaynaklarının günlük beslenmede mutlaka yer alması gerektiğini vurguluyor. Dengesiz ve tek tip beslenmenin, bu yaşlarda kemik kalitesini fark edilmeden düşürdüğü belirtiliyor.
Hareketsiz yaşam tarzı kemik yoğunluğunu olumsuz etkiliyor
30’lu yaşlarda başlayan hareketsizlik, kemik yapısının zayıflamasında belirleyici bir rol oynuyor. Kemikler, düzenli fiziksel aktivite ile güçlenirken hareketsiz kişilerde incelme daha kolay gelişiyor. Özellikle masa başı çalışanlar arasında bu riskin çok daha yüksek olduğu ifade ediliyor. Uzmanlara göre haftada birkaç kez yapılan yürüyüş bile kemik sağlığını korumada önemli bir fark yaratabiliyor. Kemik gelişimini destekleyen egzersizlerin hayatın erken dönemlerinden itibaren düzenli hâle getirilmesi, ileride oluşabilecek direç kaybını önleyebiliyor.




