Kayseri’nin derin manevî tarihinde iz bırakan isimlerden biri olan Cemil Baba, halk arasında “Mavi Boncuklu Cemil” adıyla anılan, sade yaşamı ve dervişane haliyle gönüllerde taht kurmuş bir Anadolu velisidir. Asıl adı Cemal Kazan olan Cemil Baba, 1912 yılında Kayseri’nin Deliklitaş Mahallesi’nde dünyaya geldi. Babası “Kazancı” lakabıyla tanınan Hacı Mustafa Ağa, annesi ise halk arasında “Melek Ana” diye bilinen Methiye Hanım idi.
Henüz küçük yaşta babası I. Dünya Savaşı’nda şehit düşünce, annesi üç çocuğuyla birlikte Talas’ın Harman Mahallesi’ne yerleşti. Cemil Baba, gençlik yıllarında geçimini sağlamak için Talas Harman Meydanı’nda ayakkabı boyacılığı yaptı. Bu dönemlerde çevresindekiler onu mütevazı, sessiz, fakat derin bakışlarıyla dikkat çeken bir genç olarak tanıdı. Ancak yıllar ilerledikçe, onun bu dünyaya sığmayan farklı bir yönü halk arasında dilden dile dolaşmaya başladı.
Soyadı Kanunu yürürlüğe girdiğinde, babasının lakabından esinlenerek “Kazan” soyadını aldı. Nüfus kayıtlarına göre askerlik yapmadı; çünkü Askerlik Kanunu’nun 164. maddesi gereğince “muvazzaflık hizmetine tâbi tutulmayarak” askere sevk edilmedi.
1960’lı yıllardan itibaren, Kayseri halkı arasında “Boyacı Cemil”, “Hacı Cemil”, “Cemil Emmi” ve en çok da “Mavi Boncuklu Cemil” olarak tanındı. Çünkü o, şehirde karşılaştığı kişilere, nazar ve kötülüklerden koruyacağına inanılan mavi boncuklar dağıtırdı. Bu boncuklar, Kayseri’nin sokaklarında umut ve bereketin sembolü haline geldi
Zamanla boyacılığı bırakan Cemil Baba, meczup görünümlü bir veli olarak halkın sevgisini kazandı. Kimi onun için “deli”, kimi “veli”, kimi ise “Allah dostu” derdi. Fakat onu tanıyan herkesin ortak noktası, Cemil Baba’nın gönül insanı olduğuydu. Ne mal mülk peşindeydi ne de şöhretin. Sadece insanlara iyiliği, tevazuyu ve iç huzuru öğütlerdi.
Kayseri ve Talas halkı, onun etrafında zamanla efsaneler anlatmaya başladı. Bazıları, Cemil Baba’nın kimin ihtiyacı varsa hissettiğini, bazen hiç konuşmadan insanlara derman olduğunu söylerdi. Onunla ilgili anlatılan menkıbeler, dilden dile aktarılarak bugün hâlâ yaşatılmaktadır.
5 Kasım 1982 günü, cuma namazına gitmek için Talas belediye otobüsüne binen Cemil Baba, otobüstekilere dönüp şu sözleri söyledi:
“Anam beni çağırıyor, yarın anama gideceğim.”
Bu sözleriyle adeta kendi vefatını haber vermişti. Aynı geceyi ibadetle geçirdi, sabah erkenden kalkıp Seyyid Burhaneddin Türbesi’ni ziyaret etti. “Uzun bir yolculuğa çıkacağım” diyerek abdest aldı. O gün, 6 Kasım 1982 saat 15.30’da, yeğeni Ali Felek’in Talas’taki evinde ruhunu Hakk’a teslim etti.
Ertesi gün, 7 Kasım 1982’de Türkiye’de Anayasa oylaması yapılmasına rağmen, Talas’ta büyük bir kalabalık onun cenazesinde toplandı. Binlerce kişi dualarla Mavi Boncuklu Cemil Baba’yı uğurladı. Sevenleri, onun mezarının üzerine kısa sürede bir kubbe inşa etti. Bugün, Talas’taki Cemil Baba Mezarlığı, hem bir ziyaretgâh hem de bir hatıra mekânı olarak yaşamaktadır.
Vefatından sonra da unutulmayan Cemil Baba, Talas Belediyesi tarafından düzenlenen seminer ve anma programlarında her yıl rahmetle anılıyor. Onun hayatını konu alan ilk eser, 1984 yılında yayımlanan Allah Dostlarından Mavi Boncuklu Cemil Baba adlı kitaptır. Ayrıca, Ethem Cebecioğlu’nun “20. Yüzyıl Evliya Menakıbı” adlı eserinde de yer alarak, Anadolu irfanının yaşayan bir sembolü olarak tarihe geçti.





