“Komşunun oğluna MS teşhisi konmuş, artık yürüyemeyecekmiş!” ya da “MS bulaşıcıymış, dikkat etme sakın!” gibi şehir efsanelerine kulak tıkayamıyorsanız, yalnız değilsiniz. Multipl Skleroz hakkında bilgi kirliliği, kahve falı yorumlarından bile hızlı yayılıyor. Oysa gerçekler bambaşka… Gelin, doğru sanılan yanlışları bir kenara bırakalım ve işi uzmanların söylediği gibi ele alalım. Çünkü sağlığa dair kulaktan dolma bilgilere değil, doğrulara güvenmenin zamanı çoktan geldi!
MS bulaşıcıdır:
Hayır, kimse sizden “MS kapmaz.” MS, bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine saldırmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Yani virüs gibi bulaşma özelliği yoktur. Arkadaşınıza sarılabilir, aynı bardaktan su içebilirsiniz.
MS yalnızca yaşlılarda görülür:
Toplumda sıkça “MS, yaşlanınca çıkar” inancı yaygın olsa da tamamen yanlıştır. MS çoğunlukla 20-40 yaş arası genç yetişkinlerde görülür. Yani en üretken, en aktif döneminizde bile bu hastalıkla karşılaşabilirsiniz.
MS Tedavisi Yoktur:
“MS oldun mu hayat bitti” gibi abartılı söylemler gerçeği yansıtmaz. Günümüzde MS’i tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bulunmasa da, hastalığın ilerlemesini yavaşlatan, atakları kontrol altına alan birçok modern tedavi yöntemi vardır.
MS hastaları çalışamaz:
Birçok kişi MS tanısı konduğunda hayatını bir kenara bırakmak zorunda kalacağını sanıyor. Oysa doğru tedavi, yaşam tarzı düzenlemeleri ve destekle MS hastaları iş hayatına devam edebilir, sosyal yaşamda aktif kalabilir.
MS herkeste aynı şekilde seyreder:
“Komşunun kızı tekerlekli sandalyeye mahkûm olduysa, ben de olacağım” düşüncesi tamamen yanlıştır. MS kişiden kişiye değişen bir hastalıktır. Kiminde hafif seyrederken, kiminde daha ciddi belirtiler olabilir. Yani her vaka kendine özeldir.
Sonuç olarak, MS hakkında kulaktan dolma bilgilere kulak vermek yerine, bilimsel kaynaklara ve uzman görüşlerine başvurmak en doğru yoldur. Unutmayın: yanlış bilgilere inanmak, hastalıktan daha tehlikeli olabilir!