Engelli vatandaşlarımızda yaşamlarını sürdürebilmek için çalışıp para kazanmak zorundadırlar. Çalışmak, bir işe yaradığını hissetmek her insan gibi engelli vatandaşlarımızı da mutlu ederek yaşama dört elle sarılmalarını sağlayacaktır. Engelli vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını kolaylaştıracak çalışmalar yapılmalıdır. Örneğin; toplu taşıma araçları engelli vatandaşlarımızın kolayca inip bineceği biçimde düzenlenmelidir. Cadde, park ve işyerlerindeki tuvaletleri engelli vatandaşlarımızın rahatlıkla kulanabileceği şekilde yapılmalıdır. Okulda, çevremizde yaşayan hiçbir engelliyle alay etmeyelim. Onlara gülmeyelim. Dünyada hiç kimsenin isteyerek engelli olmadığını unutmayalım.
Yolda, taşıtlarda ve gereken her yerde yardımcı olarak, yaşamlarını kolaylaştırarak onları üzmemeye kırmamaya ve hayata küstürmemeye gayret gösterelim. Unutmayalım ki yaşamımızın bir yerinde bir nedenle bizler de bir engelli olabiliriz. Engel elde, ayakta, gözde, dilde, kulakta ve zihinde değildir. Onlara her ne kadar engelli denilse de, asıl özür olanları görmeyen gözlerimizde ve uzanmayan kollarımızdadır.
Günlük yaşamınızda engelli bireylerle muhakkak karşılaşmışınızdır.Kimi zaman elindeki beyaz bastonuyla yürüyenleri, kimi zaman işaretlerle etrafındakilere derdini anlatmaya çalışanları, tekerlekli sandalye ile kaldırımları ve pek çok engelleri aşmak için zahmet çekenleri görmüşsünüzdür. İşte bu kişilerin ne gibi sıkıntıları, dertleri var acaba. Eğitim görüyorlar mı? Eğitim görmeleri için neler yapmak gerek hiç düşündünüz mü?
Engelli vatandaşlara yardımcı olmak istiyorsak onlara acıyarak yaklaşmak yerine Konfüçyüs’un dediği gibi “ Onlara balık vermek yerine, balık tutmasını öğretmeliyiz.” Engellilerin beceri ve yetenekleri doğrultusunda iş imkanı sağlayarak onları üretken ve verimli hale getirip, toplumda yer almalarını sağlayabiliriz.
Bence engellileri anlamak için engelli olmaya gerek yok yalnızca anlamaya çalışmak yeterli.Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileğiyle...