Özellikle tapu harcı ve emlak komisyonu gibi ödemelerin usulüne göre yapılmaması durumunda alıcı ciddi bir mali yükle karşı karşıya kalabiliyor. Uzmanlar, işlem öncesi detaylı bir maliyet planlaması yapılması gerektiği konusunda uyarıyor.
Türkiye’de yasal düzenlemelere göre tapu harcı alıcı ve satıcı arasında eşit paylaşılmalı. Ancak uygulamada bu durum çoğunlukla alıcının aleyhine işliyor. Satış fiyatı üzerinden hesaplanan %4’lük tapu harcının tamamı çoğunlukla alıcı tarafından ödeniyor. Buna ek olarak noter masrafları, ekspertiz ücreti, komisyon ve KDV gibi kalemler de toplam yükü artırıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, harçların gerçek satış bedeli üzerinden alınması için düzenlemeler hazırlıyor.
Tapu Harcında Paylaşım Pratiği Yasayla Uyuşmuyor
Mevzuata göre hem alıcı hem satıcı %2’lik tapu harcı ödemekle yükümlü. Fakat uygulamada bu bedelin tamamı çoğunlukla alıcıdan talep ediliyor.
Satış Bedeli Gerçek Fiyat Üzerinden Hesaplanmalı
Birçok işlemde tapu harcı, belediyece belirlenen rayiç bedel üzerinden hesaplanıyor. Gerçek satış fiyatı yerine düşük gösterilen değerler ileride cezai yaptırımlara yol açabiliyor.
Komisyon ve KDV de Maliyeti Artırıyor
Alım-satım sürecinde her iki taraftan ayrı ayrı %2 oranında emlak komisyonu alınabiliyor. Bu tutarın üzerine %20 oranında KDV de eklendiğinde toplam ödeme daha da yükseliyor.
Türkiye Masraflarda Küresel Ortalamanın Altında
Denge Değerleme araştırmasına göre Türkiye’de alım-satım işlem masrafları %11,7 olan dünya ortalamasının altında seyrediyor. Rusya gibi bazı ülkelerde bu oran %26,5’e kadar çıkabiliyor.