Hayat canlının olmazsa olmazı. Ya varsın ya yoksun. Ya karar alır yola devam edersin ya da kararsız kalır aynı döngüde debelenip durursun. ,nsanın kesin net çizgileri olmalı. Kendinden emin, kendini tanımalı, özünü iyi bilmeli. Kendinden emin olmayan, ne istediğini bilmeyen biri elbette kararsız kalır. Öyleyse neymiş kendini tanıyacaksın, ne istediğini iyi bileceksin o zaman işte debelenmezsin. Bazen de karar verirsin bi türlü hayat sana istediklerin konusunda zıt düşer. İstersin olmaz, plan yaparsın planın tutmaz. Peki bu nedir? Kader dediğimiz şey midir yoksa rüzgarın önünde savrulan saman çöpleri gibi bir o yana bir bu yana savrulur gider insan. Net çizgileri olmalı insanın ya varsın ya yoksun... Varlık ve yokluk ... Kararsızlık insanı, içinde kemiren kurt misali bitirir. Ömür denilen mefhume bir çizit gibi geçer önünden zaman sel olur akar gider. Hayat öyle bir şey ki hep senin istediğin değil istemediklerin, onun istedikleri devreye girer. Çoğu kez zincirler, bağlantılar, yaşamlar bir anda karar alırsın. Niçin neden sorgusuzca sorgulamadan hissettim içimden öyle geldi dersin yıllar sonra hatırlar iyiki de yapmışım dersin.


Sizce planlanmış bir hayat mümkün mü? Ben planlı bir hayat yoktur diyorum ya siz? Düşün ki bir çiftçi tarlaya tohum saçmak ister akşamdan plan yapar çıkış saati bellidir. Fakat hiç istenmeyen şeyler olur... Gece yarısı adam rahatsızlanır güzergah değişir plan altüst olur. İstikamet değişmiştir. Hayat hem bizim elimizde hem de bizim elimizde olmayan şeyler var. Hayatta üç şeyde kararın net kesin olacak ama diyorumya kaderin ne önünü ne arkasını bilmeden, ben istedim oldu diyor ama yok kaderden kaçış mümkün değil. Ama şu var ki yollar sana sunuluyor sen ise o yollardan birini seçmek zorundasın. Alternatifin neyse ve sana ne uyuyorsa alternatifini kullanarak seçim yapmaktasın. Yoksa insan hayallerindeki hayatın olmasını ister, seçer. Fakat kaderin sana sunduklarından başkasını seçemezsin. Aslında burada hem özgürlük hem de bağlantılar var yani tamamen özgür değilsin. Yaratıcının sana müsade ettiği kadarıyla yetinmek zorundasın. O istiyor,O veriyor, O çiziyor sense bu oyunu devam ettiriyorsun, oyunda 2 ya da 3 seçenek hakkın var. Bu seçeneklerin dışına çıkamazsın, bunlardan birini tercih etme hakkı doğuyor. Mesela seçim haklarınızın olmadığı yerlerde var. İnsan tamamen özgür değil. İpler yaratıcının elinde. İster bunu kabul edin isterseniz kabul etmeyin bu böyle. İnsan yaratılışı kadın ve erkek... Seçmeye hakkın var mı? Yok. Ya kadınsın ya erkek 3. Bir seçim hakkın yasaklanmış ve insani özelliğine ters ve kararsızlık ki bocalama ve depresiflik. Olması gereken çizgi bu yani. Anne-baba, ten rengi, cinsiyet, ırkını seçme şansın yok çünkü sen yaratıcı değilsin. Canlı olabilmek ya da cansız olabilmek. Var olmak yok olmak. Başarılı olmak ya da olamamak. Yemek ya da yememek. Sevmek ya da sevmemek. Öldürmek ya da yaşam sunmak... Bunlar bize seçimle sunulan alternatif yolları, yani kararı neye, kime, nasıl, neye, hangi koşullara göre vereceksin. Bunlar senin seçmekle seçmemek kararlılığın yoksa insan için yaşam çekilmez ızdırap olur. Ya net çizgilerin olacak karar vereceksin ya da bocalayacaksın. Kendini tanıyacaksın kendini bilmeyen ne istediğinden emin olmayan insanlar hayatlarında bocalar durur.


Ne istiyorsun, istediğin neyse ona yönel. Net ol netleş olay bitsin. Kararsızlık belirsizlik can yakıcı ve bir o kadar sıkıcı, düğümü çözülmeyen iplik yumağı gibidir. Ya vazgeç ya devam...


Saygı ve sevgilerimle…