Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şeyi ortaya koymak için güç harcayarak yapılandır iş...

Bir değer yaratılan emektir iş...

Birinden istenilen hizmet veya birine verilen görevdir iş...

Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı çalışmadır iş...

Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan meslektir iş...

Beynen ve bedenen verilen görevin hakkını verebilmektir asıl olan.

İkiye ayrılan bir sistemdir benim düşüncem.

Bir kısım masa başı işi, arkasında kliması, gıcır gıcır takım elbiseleri, önünde boş vakitlerini kendi yaratarak gezineceği bilgisayarı, sayısını hatırlayamadığı çay, kahve içme zamanlarının olacağı ha birde hoop diye kadrosu cebinde olacağı garantör iş...

Bir kısım da sigortam ne zaman yapılacak, sigortam tam yattı mı, 12 saat demişlerdi 15 saati buldu aralıksız çalışmam, vay anasını gelirken bileti buldum da dönüşte biletsiz nasıl giderim, maaş günü geçti bir hafta, acaba bugün yatar mı? Yazın giyindiğim ayakkabı ayağımdaki bu kışı da çıkarır mı, çıkarmazsa diktirsem mi kaygılarıyla çalışan garantörsüz iş...

Evet ülkemin güzel insanları hem iş var günümüzde hem iş yok. Üniversite mezunu öğretmenin servis aracında rehber abla olarak çalıştığı, lise mezunu bile olmayan, idarecilik ne anlama gelir bilmeyen birinin lider olduğu bir yerlerde yaşıyoruz. Aralarda sıkışanlar cabası.

Fırsat eşitliği denilen şeyin aslında yalnızca bir söylemden ibaret olduğunu söylesem.

“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işte neler olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.” Mustafa Kemal Atatürk

Beden ve Beyin Bütünlüğünü Sağlamanız dileğiyle...

Saygı ve sevgilerimle...