Uzmanlara göre saat 16.00’dan sonra içilen kahve, vücutta kafein yükünü ciddi şekilde artırıyor. Kafeinin yarılanma süresi kişiye göre değişse de ortalama 6-8 saat boyunca etkisini sürdürüyor. Bu da akşam saatlerinde içilen bir fincan kahvenin gece yarısına kadar dolaşım sistemini uyarabileceği anlamına geliyor. Özellikle kalp hassasiyeti olan bireylerde bu etki daha belirgin hissediliyor. Çarpıntı, ani kalp atışı hızlanması ve göğüste rahatsızlık hissi en sık görülen belirtiler arasında yer alıyor. Birçok kişi bu durumu stres ya da yorgunlukla karıştırıyor.
Kalp ritmi neden etkileniyor
Kafein, sinir sistemini uyararak adrenalin salınımını artırıyor. Bu durum kalbin daha hızlı ve düzensiz atmasına neden olabiliyor. Gece saatlerinde vücudun dinlenme moduna geçmesi gerekirken, kafein tam tersine uyarıcı bir etki yaratıyor. Uzmanlar, özellikle atriyal ritim bozukluğu riski olan kişilerde geç saat kahve tüketiminin tetikleyici olabileceğini belirtiyor. Uykuya dalma süresi uzuyor, derin uyku evreleri kısalıyor. Kalp gece boyunca yeterince dinlenemediği için sabah yorgun uyanma da sık görülüyor.
Kimler daha dikkatli olmalı
Hipertansiyon hastaları, kalp ritim bozukluğu öyküsü olanlar ve anksiyete problemi yaşayanlar için risk daha yüksek. Ayrıca yaş ilerledikçe kafeinin vücuttan atılma süresi uzuyor. Bu nedenle ileri yaştaki bireylerin akşam kahvesinden özellikle kaçınması öneriliyor. Uzmanlar, akşam saatlerinde kahve yerine bitki çayı veya kafeinsiz alternatiflerin tercih edilmesini tavsiye ediyor. Gün içinde içilen kahve miktarının da iki fincanı geçmemesi gerektiği vurgulanıyor. Küçük bir zaman ayarlaması, hem kalp sağlığı hem de uyku kalitesi üzerinde büyük fark yaratabiliyor.





