“atla da gel çay içelim” demek ne güzel yakışır bu insanlara. O masaya oturdunuz mu muhabbetin ve çayın hakkını da vermelisiniz efendim. Günün yorgunluğunu, sıkıntısını, çaresizliğini hepsini yan masaya koymalısınız. Almışsınızdır karşınıza ona anlatacaklarınızın ne olduğunu bile bile seni dinler, dinler, defalarca, kerelerce, gözbebekleri seni onaylıyorum dercesine. Gün içinde kaybolmaya ramak kalan umudumuzu yeşerten dostumuza, aramızdaki iletişime ortak olan, o dumanıyla bizi birleştiren çaya nasıl da muhtaçmışız meğer…

Oysa etrafımız o kadar kalabalık ki, herkes birbirini o kadar tanıyor ve iyi biliyor ki… O kadar çok numara kayıtlı ki cebimize hapsettiğimiz o telefoncukta. Sorsanız hiç yalnız değiliz… Ama bir daha sorsanız çok yalnızız… Samimiyetsiz bakışlardan çok mustaribim… Çıkar ilişkisine dayalı beraberliklerden hoşnutsuzum… Hep ben diye başlayan cümlelerden biçareyim…

Sığ sularda saklı bir liman belli ki aranılan.

DOSTUM…!

Bana zamanını feda edenim… Kusursuz olduğumu iddia ederken, kusurlarımı gösterenim. Yolumu kaybetmişken bana yeni bir yol inşa edenim…! Kendimi kapatmışken her şeye, her şeyi ayağıma getirenim…!

“Bir çay daha içelim mi?”

Çünkü çay varsa konuşulacak çok şey var demektir. Aslında çayın tadı hep aynıdır, be Azizim.

Şekerli… Şekersiz… Az şekerli…

Sadece hissedilen tat farklıdır. Çünkü edebiyatı vardır, evveliyatı vardır, muhabbeti vardır, bir de her yudumunda o zalimi vardır…

“Dostluk kavramının var olduğuna inanmaya çalışıyorum bu günlerde” diyordu yan masada oturan kişi yanındakine… Ve devam etti;

27 yıllık dostumu kaybettim…

Ama 27 yıl aldandığımı fark ederek…!

Her şeye rağmen, bugün bile hala ve hala inatla sizleri düşünmek, nasıl hissedeceğinizi, ne kadar üzüleceğinizi ve aslında nedenlerini bildiğim halde tüm bunları düşünmek içimi yaksa da, bir kısmınızı hala çok sevmek hala nasıl bir aptallık, nasıl bir acizliktir bilmiyorum. Ben aptal ve aciz biriyim. Sevgi dolu bir yürek insanı aptal ve aciz yapıyor. Bilin ki aslında her şeyin farkındayım… Ve işin acı yanı da şu ki zaten her zaman farkındaydım.

“Bir çay daha içelim mi…?”

Bu sefer şeker yerine umut atalım ne dersin DOSTUM?

Saygı ve sevgilerimle…