Mevcut seçim kanunu ve sistemi hep iktidardakileri kollamaktadır. 

Mecliste bulunan milletvekilleri ve parti yönetimlerinin kesinlikle seçilmiş insanlar değiller. Şu ince nüansı unutmamak gerekir. Seçilmiş olarak görünenler; gerçekte seçilmiş kişiler mi? Yoksa önümüze sunulan hazır listeler mi? Konuya ilk önce temelden başlayalım. Bir partiye üye olabilmek sadece o an o partide bulunan yönetimin inisiyatifine kalmıştır. Parti ye üye olduktan sonra sırada en önemli konu delege olabilmek. Yönetimindekiler her zaman kendisini seçecek kişileri delege yaparlar. Buda gösteriyor ki yönetimdekiler kendi belirledikleri delegelere kendilerini seçtiriyor. Milletvekili  adayları da aynı şekilde.  Parti genel merkezleri listeleri hazırlıyor, bizlerde elimizde başka seçenek olmadığı için onları oyluyoruz. Dolayısı ile ne meclis nede iktidar vatandaşın seçtiği olmuyor.

Bir milletvekilinin vatandaşın vekili olabilmesi için; En baştan seçilerek gelmesi gerekir. Parti delegeleri şehirlerdeki mahalle üyeleri arasından oyla seçilmeli. Parti il, ilçe yönetimlerini, Milletvekili adaylarını ise; bu seçilmiş delegeler seçmeli. Ancak bu kişiler yönetimlere gelirse ya da milletvekili olursa, işte o zaman halkın seçtiği kişiler olacaktır. Birde seçimlerdeki baraj meselesi önem teşkil ediyor. Seçim barajı oldukça yüksek buda meclisteki halkın vekili gerçeği yansıtmamaktadır. Barajı geçemeyen partilerin temsilcileri orada bulunmamaktadır.

Dün yapılan MHP’nin genel kurulunda, Genel başkan adayı Koray aydın konuşmasının çoğunluğunda seçimlerin adaletsiz yürüdüğünden kendileri gelince düzelteceğinden bahsetti. Yönetimde olmadığı için bu konuşmayı yapıyor eminim ki yönetim de olsa hiç lafını bile etmez. Kendiside biliyor ki delegeler Parti yönetiminin seçtiği kişiler. Ama yinede mücadele ediyor. Uzun süredir partinin başında olan Devlet Bahçeliye karşı kazanması zor görünüyor. Ne zaman partilerde bu seçim düzeni değişir işte başarı gerçekten o zaman yakalanır ve halkın seçtiği kişiler yönetimlerde olur.