Çocuk olmak be Azizim;

“Bütün çocuklar yokluk bilmesinler” diyen, kaç savaş ezikliği geçiren çocukların “iyi gün görmelerini” dileyen Behçet Necatigil’de çocuktu...

Çocukları yıldızlara benzeten, onları sevgiyle yücelten düşüncelerini naif bir biçimde ortaya koyan Oktay Rıfat’ta çocuktu. “Ne zaman bir çocuk ölse, gözü evlerinde, annesinin kavurduğu helvada kalır” diyen Sunay Akın’da çocuktu...

Affan dedeye saydığı parayla çocukluğunu satın alan “hiç bitmesin horoz şekerim” diyen Cahit Sıtkı Tarancı’da çocuktu.

Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye eden Mustafa Kemal Atatürk’te çocuktu.

Çocuk olmak diyorum Azizim;

Çocuk yuvasında çocuk olmak, yoksul olup yaz kış çıplak ayakla dolanmak, Afrika ülkelerinde derisi kemiğe yapışmış aç yaşaması, yüzüne gözüne sinekler konması, devamlı dayak yemek, dilencilik yapmak, tiner çekmek, yaşamak için öldürmek zorunda kalmak, trafik ışıklarında araçların camlarını silmek ve azar işitmek, mendil satmak, ayakkabı boyacılığı yapmak, tamirci çırağı olmak...

Elbet hikayelerini bildiğimiz renkli çocuklarımız... Peki ya çocuk olduğunu hiç duymadığımız çocuklarımız, ya onlar neredeler? Biz büyüdükte siz büyüyebildiniz mi acaba? Acaba neredeler şimdi?

Oyun bitti çıkın hadi...

Sağım solum ebe... Sobe... Nerdesiniz...?

23 Nisan Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun...

Saygı ve sevgilerimle...