Kocasinan Müftüsü ve Kocasinan diyanet vakfı kadın kolları ile, Yenidoğan Mh, Argıncık Kayabaşı mahallesi ve Gaziosman Mahallesi’nde bulunan,4 Suriyeli ve 7 Kayseri’de yaşayan,11 ailenin markete olan borçlarını satın almışlar. Sonrasında heyet halinde ailelere giden müftü Uzun, satın aldıkları borç evrakını ve 400 TL lik Türkiye diyanet vakfı, Kocasinan Şubesi alışveriş kartını, ailelere verdi. Tabi bunları yaparken, evlerine girdiği fakir fukaranın onlarca kişi içerisinde “bakkala borcunuzu ödeyememişsiniz. Biz bunları ödedik” diyerek, fotoğraflarını çekip birde utanmadan Facebook hesabında yayınlıyorlar.
İbadetinde hayrında gizli olması gerekirken, Kocasinan müftüsü, bırakın gizliliği ailelerin mağduriyetini rencide edici şekilde deşifre ediyor.
Kocasinan müftüsü Halil Uzun “mübarek ramazan ayında durumu iyi olmayan ailelere yardım etmek insani ve İslami bir görevdir. Türkiye diyanet vakfı Kocasinan Şubesi, kadın kollarımızla beraber zor durumda bulunan ailelerin tespitini yapıp azda olsa onların borçlarını ödemek onları rahatlatmak onları mutlu ve huzurlu etmek bizim için bir ibadettir” diye açıklama yapıyor. Tek kelime ile yazıklar olsun. Bir müftü yapılan hayrı iyiliği, aileleri deşifre ederek, nasıl reklam aracı haline dönüştürüyor? Doğrusu anlamak mümkün değil
Alenî yapılan infakta, veren kimsenin daha çok gurur ve kibre sürüklenip kendini beğenme ihtimâli olduğu gibi, alan kimsenin rencide olma ihtimâli, daha fazladır. Bu gibi durumlarda gizli infâk etmek daha münâsiptir.
Hazret-i Ömer (r.a.) geceleri sırtında un çuvalıyla fakir mahalleleri dolaşır, kimselere görünmeden, hatta çoğu zaman kim olduğunu da gizleyerek muhtaçları sevindirirdi.
Hazret-i Ali’nin torunu İmam Zeynelâbidîn Hazretleri de her gece Medîne fukarâsının kapılarına sırtında taşıdığı erzak çuvallarını bırakır, kimseye görünmeden geri dönerdi. Bir sabah o fakirler, kapılarına erzak konulmamış olduğunu gördüler. Sebebini merak ederlerken, Zeynelâbidîn Hazretleri’nin vefât ettiği haberi bütün Medîne’ye yayıldı. Herkes derin bir mâteme büründü.
