ABD’de yürütülen ve yaklaşık 1 milyon çocuğu kapsayan araştırma, doğum tarihiyle çocukların zeka seviyeleri arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Özellikle 6–15 yaş arasındaki çocukların okul başarıları, ders notları ve sosyal becerileri analiz edildi. Sonuçlara göre, Eylül ayında doğan çocuklar akademik anlamda yaşıtlarından daha ileri seviyede bulunuyor. Bu çocukların görev bilinci, problem çözme kabiliyeti ve iletişim becerileri oldukça yüksek çıktı. Özellikle üniversite başarısı verileri de bu sonuçları destekledi.

Ağustos Ayı En Geride Kaldı

Evdeki vantilatörü klimaya dönüştürecek yöntem açıklandı
Evdeki vantilatörü klimaya dönüştürecek yöntem açıklandı
İçeriği Görüntüle

Araştırmanın çarpıcı yanlarından biri de Ağustos ayında doğan çocukların genel başarı düzeyinin düşük çıkması oldu. ABD Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu’nun aktardığına göre, Ağustos doğumlular akademik başarıda geride kalırken, spor alanında öne çıktı. Basketbol, futbol ve diğer branşlarda yıldızlaşan çocukların önemli bir bölümü Ağustos ayında dünyaya gelmiş durumda. Bu çelişkili durum, doğum ayının çocukların yetenek türlerini de etkileyebileceğini gösteriyor.

Zeka Gelişimi Erken Başlangıçla Bağlantılı Olabilir

Amerika'da çocukların 6 yaşında okula başladığı göz önünde bulundurulduğunda, Eylül doğumluların akranlarından daha büyük yaşta eğitime başladıkları görülüyor. Bu da onların gelişimsel olarak daha avantajlı konumda olmalarını sağlıyor. Araştırmayı yürüten uzmanlara göre, yaş farkı çocukların öğrenme kapasitesini doğrudan etkileyebiliyor. Eylül–Aralık arasında doğanlar, yaşıtlarına göre ortalama 6 ay daha büyük olarak sınıflara başlıyor.

Bilimsel İlgi Astrolojinin Ötesine Taştı

Doğum tarihi ile kişilik ilişkisi, uzun yıllardır astroloji ile ilişkilendirilirken, bu yeni araştırmalar bilim camiasının da konuya ilgisini artırmış durumda. 1 milyon çocuğun analiz edildiği bu çalışma, doğum tarihinin yalnızca kültürel ya da astrolojik bir bilgi değil, aynı zamanda akademik başarı üzerinde de doğrudan etkisi olabileceğini gösterdi. Bu durum, ailelerin doğum planlamasında geleceğe yönelik düşünmelerine yol açabilecek nitelikte. Elde edilen sonuçların ardından farklı ülkelerde benzer çalışmaların yapılması da gündeme geldi.

Kaynak: Haber Merkezi