Artan hayat pahalılığı, evlilik hayali kuran gençleri romantik hazırlıklardan çok borç, kredi ve erteleme hesaplarıyla baş başa bırakıyor; yeni evlenecek çiftler için mutluluk artık ciddi bir ekonomik mücadeleye dönüşmüş durumda.
Eskiden evlilik denince akla umut gelirdi. Bir ev, bir yuva, birlikte kurulan bir gelecek… Şimdi ise evlenmek, neredeyse ekonomik bir meydan okuma. Hele ki yeni evlenecek çiftler için bu süreç, romantik hayallerden çok hesap kitapla geçiyor.
Bugün iki genç “Evet” demek istese önce bir durup düşünüyor: Nasıl olacak?
Ev mi tutulacak, eşya mı alınacak, düğün mü yapılacak, altın mı takılacak? Her sorunun cevabı aynı yere çıkıyor: Para. Hem de çok para.
Bir buzdolabının fiyatı, neredeyse küçük bir düğünün masrafına denk. Oturma grubu desen, “lüks” değil en sade hali bile cep yakıyor. Perde, halı, yatak, dolap… Liste uzadıkça uzuyor. Çeyiz dediğimiz şey artık sandığa sığmıyor, kredi kartına sığıyor.
Düğün meselesi ise başlı başına bir çıkmaz. Salon fiyatları, organizasyon ücretleri, fotoğrafçısı, ikramı derken, sade bir nikâh bile ciddi bir masraf kalemine dönüşmüş durumda. Üstelik toplum baskısı da cabası. “Bir kere evleniliyor”, “El âleme ne derler?” cümleleri gençlerin kulağında yankılanırken, faturayı yine onlar ödüyor.
Altın desen ayrı bir hikâye… Eskiden takı merasiminde yüzler gülerdi, şimdi gram hesabı yapılıyor. Bir bilezik hayal olmuş, çeyrek bile “acaba”ya dönüşmüş. Anne-babalar destek olmaya çalışıyor ama onların da gücü bir yere kadar yetiyor. Çünkü hayat herkes için pahalı.
Asıl sorun şu:
Bu ülkede gençler çalışıyor, emek veriyor ama geleceğe dair sağlam bir zemin kuramıyor. Maaşlar yerinde sayarken, fiyatlar koşar adım gidiyor. Birikim yapmak neredeyse imkânsız hale gelmişken, evlilik gibi büyük bir adımı atmak ciddi bir psikolojik yük oluşturuyor.
Bu yüzden artık birçok genç ya evliliği erteliyor ya da hayallerinden feragat ediyor. Kimi düğünsüz evleniyor, kimi eşyadan kısmaya çalışıyor, kimi de “şimdilik olmaz” diyerek beklemeyi seçiyor. Kimse lüküs peşinde değil; herkes sadece insanca bir başlangıç istiyor.
Belki de artık sormamız gereken soru şu:
Gençlerden sürekli sabır beklerken, onlara bu sabrı taşıyacak şartları sunabiliyor muyuz?
Evlenmek hâlâ güzel. Bir hayatı paylaşmak, birlikte yaşlanmak hâlâ çok kıymetli. Ama bu ülkede evlilik, her geçen gün biraz daha cesaret işi oluyor. Ve bu cesareti göstermek isteyen gençler, en çok da ekonomik gerçeklerle sınanıyor.
Bir gün yine umutla konuşacağımız günler gelir mi bilinmez…
Ama bugün, yeni evlenecek çiftler için hayat gerçekten çok ama çok pahalı.,